Trafik polisleri tüm tedbirleri alıyorlar, neredeyse 50 kilometrede bir radarlı trafik polisi arabaları sıra sıra diziliyor tatil yörelerine giden yollarda… Radyo ve televizyonlar uyarı üzerine uyarı yayınlıyor ama gel gör ki kazalar önlenemiyor.
İster eğitimsizlik, ister sürat, ister ihmal trafik kazaları can almaya devam ediyor.
Bayram tatili nedeniyle Ankara-İzmir arasında seyahat ettim. Yol boyu trafik polisleri müthiş tedbirler aldılar. Neredeyse 50 kilometrede bir radarlı polis arabası hız kontrolleri yapıyorlar.
İki mesafe arası hız ölçen sabit radarlar da var.
Ancak kazalar engellenemiyor.
Neden mi?
Şoförlerimiz eğitimli değil. Sürat yapmak sanki bir marifet, geçilmez çizgiler, hız tabelalarına dikkat eden şoför yok.
Virajlara son sürat giriyorlar, kaza kaçınılmaz.
Duble yollar gerçekten trafiği rahatlatıyor ama uyarı tabelaları sanki şoförler için “tersini yapın” der gibi…
Neredeyse 90 derece dönen bir viraj içinde önündeki arabayı belki 170-180 kilometre hız ile geçmeye çalışan bir aracın savrulup yolda dönerek bankete düşmesi ve takla atmaması içinde çocuklarda bulunan ailenin yara almadan kurtulmasını sağladı ama araç bayağı hasar gördü.
Gelelim ticari otobüslere. Bayram nedeniyle otobüslerde boş yer kalmadı, daha doğrusu otobüs seferleri çok yoğunlaştı. İşte bu noktada uykusuz ve yorgun şoförler yollarda can almaya neden oldu.
Her şoförün başına bir polis koyamayacağımıza göre her sürücü kendisinin polisi olmalı.
Kurallar çiğnenmek için konulmuyor, çiğnenmemek için, kaza olmaması için konuluyor.
Anaokulundan başlayarak 4+4+4 sisteminde de üniversitede trafik dersleri konulmalı, gelecek nesillere trafik kurallarına uyma zorunluluğu bir nakış gibi işlenmeli.
Geçtiğimiz günlerde Paris’teydim. Havalimanından şehre yaklaşık bir saatte duble yoldan gidiliyor ve bindiğim taksi de, yoldaki tüm araçlarda hız limitlerine kesinlikle riayet ettiler.
İşte bu eğitimi sürücülerime veremezsek bu kazaları her bayram, her gün yaşamaya devam ederiz.
Unutmayalım riske attığımız kendimizin ve ailelerimizin canlarıdır.