Ne Genel Başkanlığa, ne parti organlarına Kongre’de aday olmak yasak…
14 Ağustos 2001 tarihinde kurulan AK Partinin 5. Olağan Kongresi ortaya şu gerçeği çıkardı. AK Parti vatandaşa demokrasi vaat ediyor ama parti içerisinde demokrasinin “D” si dahi yok. Genel başkanlığa aday olmak yasak, parti organlarına aday olmak yasak, kongrelerde alternatif listeler çıkarılması yasak, listeden isim çizip yerine isim yazmak ve bu konuda parti içi çalışma yapmak da yasak.
Siyasi Partiler demokrasinin vaz geçilmez en önemli unsurlarıdır. Siyasi Partilerin hedefi tek başına iktidar olmak, ülkeyi parti hedeflerine uygun olarak yönetmek, vatandaşların sorunlarını çözmektir.
İşte bu noktada vatandaş ile karşı karşıya gelen kuşku yok ki milletvekilleridir. Milletvekilleri de öncelikle parti yetkili organlarında, Meclis Grup yönetiminde, Genel Merkez Yönetiminde ve iktidar olunursa da Bakanlar Kurulunda yer almak ister.
Bütün bunların olması için de parti içi demokrasinin işlemesi gerekir ki konumuz AK Parti olduğuna göre bu partideki demokrasinin nasıl işlediğini anlamak için kuruluşuna da bakmak lazım.
Abdullah Gül ve Yenilikçiler harekâtı
14 Mayıs 2000 tarihinde düzenlenen Fazilet Partisi kongresinde Abdullah Gül liderliğindeki Yenilikçiler, Gelenekçiler ile başkanlık yarışına girdi. Kıl payı farkla kaybeden Yenilikçiler artık partide toplum tabanlı bir siyaset yapılamayacağını düşünmeye başladılar.
Fazilet Partisi de Refah Partisi ile aynı akıbete uğrayarak 22 Haziran 2001 kapatıldı. Hapisten çıkan Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarına katılması ile Yenilikçiler hemen yeni bir parti çalışmalarına başladı.
Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, İdris Naim Şahin, Binali Yıldırım ve Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu gibi isimlerle 14 Ağustos 2001 tarihinde AK Parti kuruldu.
3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlerde geçerli oyların %34,63’ünü aldı. Genç Parti’nin %7,3 oy alması DYP, ANAP ve DSP’yi Meclis dışında bırakınca Meclise sadece AK Parti ve CHP girdi. AK Parti Abdullah Gül başkanlığında 58. Cumhuriyet Hükümeti’ni kurdu.
Aldığı siyaset yasağı nedeniyle kabine ve TBMM’de yer alamayan genel başkan Erdoğan’ın bu yasağı CHP ‘nin de desteklediği bir anayasa değişikliği ile kaldırıldı. Erdoğan, 8 Mart 2003 tarihinde Siirt’te yapılan yenileme seçimlerinde milletvekili seçilerek meclise girdi. Bunun üzerine Gül başkanlığındaki 58. Hükümetin istifası ile Erdoğan, 15 Mart 2003’te 59. Cumhuriyet Hükümeti’ni kurdu.
Kuruluşundan bu yana parti içinde hiyerarşik tüm güç partinin yeni lideri Erdoğan’ın eline geçti.
O tarihten bu yana yapılan olağan ya da olağan üstü kongrelerde Erdoğan tarafından hazırlanan MKYK listeleri aynen kabul edildi. Hiçbir delege alternatif liste çıkarmadığı gibi, liste üzerinde değişiklik yapma imkânı da delegelere verilmedi.
Cumhurbaşkanı seçiminde de Erdoğan’ın ağırlığı ortaya çıktı ve Yenilikçilerin öncüsü AK Parti kurucusu Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığına Erdoğan tarafından atandı, Meclis tarafından seçildi.
Kuruluşundan bu yana Partinin Meclis ve Genel merkez yönetim Kadroları tamamen Erdoğan tarafından atandı.
Halk tarafından yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde de bu kez Erdoğan kendisi aday oldu 10 Ağustos 2014’de yaklaşık % 52 oyla seçildi.
Cumhurbaşkanı olan Erdoğan yerine Ahmet Davutoğlu’nu Genel Başkanlığa atadı. Delegelerin oy birliği ile seçtiği Davutoğlu’da Erdoğan tarafından atanan isimlerle partiyi ve hükümeti 7 Haziran seçimine kadar götürdü.
12 Eylül’de yapılan 5. Olağan Genel Kurulu da gösterdi ki kuruluşundan bu yana devam eden “atama” prensibi yine Erdoğan tarafında Davutoğlu’na dikte ettirilerek yeni MKYK listesi oluştu ve Genel Kurul’da oy birliği ile kabul edildi. Bu durumu AK Parti ve Erdoğan’ ister “tek adam” olarak yorumlayın, ister “partide demokrasi yok” diye yorumlayın sonuç değişmiyor ve partinin Adalet ve Kalkınma Partisi olan adı son Kongre ile de Atanan Kadro Partisi olarak dikkat çekiyor.