Açıklamada, “Amacı, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinin emanetçisi olan gençlerimize en iyi şekilde eğitim hizmeti sunabilmektir. Bu amacın dışında herhangi bir hedef gözetmediği gibi, hiçbir gruba da bağlılığı bulunmamakta, Kanun ve uyması gerekli hukuki düzenlemelerin dışında hiçbir kişi yada gruptan emir almamaktadır” denildi.
23 Kasım 2015 tarihinde YÖK’ün yeni yönetmeliğinin hedefinin Gülen Cemaatine yakınlığı ile bilinen 3 Üniversite olduğunu vurguladım. Gazeteciliğin temel görevi çıkarılan yasa, yönetmelik gibi mevzuatın doğuracağı sonuçları kamuoyuna sunmaktır.
Bu çerçevede adı geçen 3 Üniversiteyi de “ hukuki haklarını korumaları yani söz konusu Yönetmeliğin Anayasa ve Yasalara aykırı olduğunun farkına varılarak iptali için hukuki adımları atmaları konusunda uyarıcı bir yazıyı gazetecilik deneyimi ile peşinen ortaya koydum.
Her hukukçu bilir ki yasalara aykırı hüküm taşıyan yönetmelik hükümleri yargı tarafından iptal edilir.
Ancak gelin görün ki, Anayasa ve Yasalara aykırı bu Yönetmeliğin iptali için hukuki işlem yapıldığını tarafımıza bildirmesini beklediğimiz ve Hukuk Fakültesi de bulunan Turgut Özal Üniversitesi gazetemize, “tekzip“ gönderdi.
Okuyucularımızın açıkalamalarına son derece saygılı olan Sonsöz Gazetesi hiç bir yasal zorunluluğu beklemeden bu açıklamayı aynen okuyucularına iletiyor:
Tekzip metni: Gazetenizin 23 Kasım 2015 tarihli sayısının 1. Ve 4. Sayfalarında Orhan Uğuroğlu tarafından “YÖK Yok Edecek” başlıklı haberde müvekkilimin de adının yer aldığı üç üniversitenin Fethullah Gülen’e ait olduğu ve yönetmelik değişikliği ile YÖK tarafından yok edileceği şeklinde sorumsuzca ifadeler kullanılmıştır.
Haberde, Yükseköğretim Kurumu tarafından hazırlanan ve 19.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinde değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in Cumhurbaşkanının –var olduğu iddia edilen- paralel yapı ile mücadelede bir hamle olarak yapıldığı, kapatılan yükseköğretim kurumunun yönetiminin başka bir üniversiteye devredileceği, bu durumun cemaat üniversitelerine ‘kayyım’ atanabilmesi anlamına geldiği şeklinde bir değerlendirme yapılmış ve müvekkil Üniversite’nin YÖK’ün asıl hedefi olan cemaat üniversitelerinden biri olduğunun zikredilmiş olması haberin amaç ve hukuki sınırlarını aşmıştır.
İş bu tekzibi zorunlu kılan yayında, değişiklik yapılan yönetmelik hükümleri itibariyle müvekkil Üniversite’nin hiçbir kaygısı bulunmadığının evvela hatırlatılması gerekir. Eğitim alanında saygınlığı bulunan müvekkil Üniversite, hiçbir zaman Kanunlara ve ilgili mevzuatlara aykırı tavır ve davranışlarda bulunmamıştır. Amacı, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinin emanetçisi olan gençlerimize en iyi şekilde eğitim hizmeti sunabilmektir. Bu amacın dışında herhangi bir hedef gözetmediği gibi, hiçbir gruba da bağlılığı bulunmamakta, Kanun ve uyması gerekli hukuki düzenlemelerin dışında hiçbir kişi yada gruptan emir almamaktadır.
Kamuya mal olmuş müvekkil Üniversite’nin adının bu denli sorumsuzca yapılan bir haberde yer alması, saygınlığını zedeleme kastıyla yapılmış bir iftira ve bir karalama propagandasıdır. Yapılan haber ve yorumla toplumun bir kesiminde ve özellikle yalın okuyucu kitlesinde kuşku ve itham doğuracak ifade ve nitelemeler kullanılması, toplum nazarında hedef gösterme amacı taşıması basın özgürlüğü ile karşılık bulamayacak niteliktedir. Yinelemek gerekirse, yönetmelik tüm vakıf üniversitelerini yakından ilgilendirmektedir. Haberde Yönetmeliğin adı geçen üç Üniversite için çıkarıldığının belirtilmesi hem Yükseköğretim Kurumunun hem de müvekkil Üniversitenin manevi şahsiyesini alenen çiğnemiş, haber verme hakkını sorumsuzca ve belli bir amaca hizmet için aşmıştır.
Açıkça görülmektedir ki birçok insani, mesleki ve ahlaki değerden mahrum olan işbu haberle tarafsız ve araştırmacı gazetecilik anlayışınızdaki zaafiyeti ve yoksunluğu bir kez daha ehli vicdana göstermiş olmaktasınız. Turgut Özal Üniversitesi vekili Av. Meltem Bağcı