AK Parti’nin çok önemli bir üslubu ve uygulaması var. Önce yapıyorlar, sonra sanki kendileri yapmamış gibi isyan ediyorlar. Hatta muhalefete ve eski yandaşlarına suçu atıyorlar. Gelin hatırlayalım birlikte.
Savcıları, hakimleri, polisleri ve bürokratları cemaatten seçtiler devleti teslim ettiler, şimdi Paralel Yapı diye en ağır şekilde isyan ediyorlar.
Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Fenerbahçe gibi davaların savcısı oldular, şimdi en sert şekilde karşılar.
Abdullah Gül, Bülent Arınç, Sadullah Ergin, Ertuğrul Günay gibi kimisi cemaate yakın isimleri en önemli makamlara getirdiler, bugün partiden dışladılar.
İstanbul’a gökdelenler yapılması için imar planlarını değiştirdiler, İstanbul’un tarihi görüntüsü bozulunca pişman oldular.
Adalet reformu diye Anayasa değişikliği yaptılar, yargıyı cemaate teslim edince ve 17-25 Aralık ortaya çıkınca hata yaptıklarını anladılar.
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı verdiler, Can Dündar ve Erdem Gül kararı nedeniyle AYM’ye verdikleri bu yetkiye de isyan ettiler.
Çözüm süreci dediler, Valilere, Emniyet Müdürlerine, Askere, “PKK’yı ellemeyin“ diye talimat verdiler, bugün pişman olup “tek terörist kalmayıncaya kadar operasyonlar sürecek” diyorlar.