HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın aralarında bulunduğu 11 Milletvekili Cuma sabaha karşı evlerinden gözaltına alındılar. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Arkadaşlarımız ifade vermeye gitmeyecek, zorla götürsünler” demişti.
İfadeye çağrılan vatandaşlar nasıl polis zoru ile Cumhuriyet Savcılıklarına ve Mahkemelere götürülüyorsa HDP’li 11 Milletvekili de Mahkemelerin verdiği, “zorla götürülme” kararların dayanarak polis tarafından evlerinden alınarak götürüldüler.
Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması ile başlayan süreçte haklarında yargı dosyaları bulunan milletvekillerine çeşitli savcılıklar ve mahkemeler tarafından “çağrı” yapılmıştı.
Gelelim Halkın Demokrasi Partisine ki bu konuda en fazla tepkiyi ve devletin yasalarına ve yargı kararlarına en fazla meydan okuyan parti olmuş, milletvekilleri her fırsatta ifade vermeye gitmeyeceklerini vurgulayarak, “zorla götürürsünüz” diye açıklamalar yapmış ve meydan okumuşlardı.
Devlet ve Yargı milletvekili olmayan vatandaşlara, gazeteciler, bürokratlara, öğretim üyelerine, hatta hâkimlere, savcılara ve polislere nasıl muamele yapıyor ve yargı kararlarını nasıl uyguluyorsa ayni davranışı HDP Milletvekilleri için de yaptı.
HDP’li Eş Genel Başkan ve milletvekilleri eğer kendileri gidip savcılara ve mahkemelere ifadelerini verselerdi elbette bu baskın şeklindeki gözaltı kararları da uygulanmayacaktı.
Seçilmiş olmak, milletvekili olmak, parti genel başkanı seçilmek ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunmak yasaları çiğnemeye, teröre destek vermeye asla olanak vermez.
Yaşanan en önemli terör olaylarında dahi PKK terör örgütünü kınamayan bir parti nasıl kitlesel olabilir?
Anayasa ve yasalara bağlılık içeren milletvekilleri nasıl Türkiye’nin bölünmesi için 35 yıldır terör yaratan bir kanlı örgüte destek verir?
Eğer bunlar yasalarda suç olarak tanımlandıysa o zaman işlenen suçun hesabının da verilmesi şarttır.
Nasıl normal vatandaşlar işledikleri suçların cezasını yargı kararları ile çekiyorlarsa HDP ya da hangi partiden olursa olsun dokunulmazlıkları kalkan Milletvekilleri yargıyı yok sayamazlar ve yargıya varsa işledikleri suçlar hesap vermek zorundadırlar.