Sosyal Devlet elbette çalışanların alacağı asgari yani en düşük maaşı belirleyecek. Çünkü insanca yaşamaya gerekli bir rakam olmalıdır Asgari ücret.
Her dönem hükümetlere en yakın işçi kuruluşudur Türk-İş.
Türk-İş’in Aralık ayı araştırmasında Türkiye’de “yoksulluk sınırı” 4 bin 665 lira olarak ilan edildi.
Bir ailenin gıda, giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt) ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri zorunlu ihtiyaçlar için gerekli rakamdır 4 bin 665 lira.
Bir de açlık sınırı var ki o da 1.490 lira.
Türkiye’de genelde erkek çalışır, kadın evde çocuk büyütür. Yani tek maaş girer genelde Türk ailesinin evine.
Bu da Asgari Ücrettir maalesef.
Televizyon haberlerine bakarsanız asgari ücreti “devlet” veriyor. Cahillik Gazetecilikte de had safhada.
Evet Devlet de işveren ama onun dışında asgari ücreti verenler işveren kesimi.
İşçilerin yüzde 85’i yaklaşık 16,5 milyon işçi asgari ücret ile çalışıyor.
Ve 2017 için hükümetin belirlediği asgari ücret % 8 zamlanarak net 1.404 lira oldu.
Açlık sınırının da, yoksulluk sınırının da altında.
Peki, % 8 zam az mı çok mu?
Neyi ölçü alacağız?
Doları alsak ve 1 Ocak 2016 ile 31 Aralık 2016 döviz kurlarını baz alsak % 50 artış var.
1.300 lira % 50 zamlansa 1.950 lira olması lazım.
Cumhurbaşkanlığı bütçesini yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2016 bütçesinin 2017’de ne kadar arttığına baksak olur mu?
Tabii olur.
2016’da 434 milyon 96 bin lira olan Cumhurbaşkanlığı bütçesi 648 milyon 488 bin lira oldu.
Matematiğe gerek yok dolar gibi yaklaşık % 50 de Erdoğan’ın bütçesi (dikkat edin maaşı değil) artmış.
Bu artış oranını örnek alsak asgari ücret dolarda olduğu gibi yine 1.950 lira olması lazım.
Hani denir ya, lazım lazım da bunu yapacak hükümet ya da işveren nerede?
Aslında asgari ücretin belirlenmesinde hükümetin işi ne?
Değil mi işçi ve işveren temsilcileri toplanıp karar versinler değil mi?
İşçilerin grev, işverenin de lokavt hakkı var da kullanılıyor mu?
1982 Anayasası ve Kenan Evren yasaları işçilerin grev hakkını uçurdu.
Bakın bugün yerle bir edilmek istenilen 1982 Anayasası konuşulurken işçilerin sınırlandırılan hatta yok edilen grev hakkı hiç gündeme geliyor mu?
Hani hükümetlerimiz işçi dostuydu?
12 Eylül öncesi işçilerimiz, “insanca yaşam hakkımız söke söke alırız” diye grev yapınca işveren işçilerle oturup nasıl da anlaşıyorlardı değil mi?
Bugün araya hükümet giriyor işte o beğenmeyip yargıladığımız Kenan Evren’in çıkardığı yasalara dayanarak.
Dolara ve Saraya % 50 zam, asgari ücretli işçilere ise KDV’si bile olmayan sadece % 8 zam.
Bu asgari ücretliler de önlerine sandık geldiği zaman koşa koşa zenginden yana, işverenden yana tavır alan AKP’ye oy atarlar. Canım Türkiye’m.