AKP, MHP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soruyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisinde muhalefet ve iktidar sözcüleri Başkanlık Rejimi teklifi hakkında konuşurlarken dikkatimi çekti.
Şu soruyu hiç kimse AKP’lilere ve MHP’lilere sormadı:
Abdullah Gül’ü neden başkan yapmadınız?
Madem Başkanlık rejimi Türkiye’nin önünü açacaktı, Abdullah Gül Başkan olamaz mıydı?
Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığında AK Parti 2011 genel seçiminde 326 milletvekili çıkardı.
Yani Başkanlık rejimini referanduma götürmesi AKP’li Meclis Başkanı oy kullanamadığından 330 barajı için sadece 5 milletvekilinin oyuna ihtiyacı vardı.
O dönemin Başbakanı Erdoğan’ın konuşmalarına ve gazete arşivlerine baktım Abdullah Gül’ün Başkanlığı konusunda, ya da başkanlık rejimi konusunda tek bir satır yok AKP kanadında.
AKP’liler ve Erdoğan 2011’de Meclis’te çok daha güçlü iken Cumhurbaşkanlığı görevinde olan Abdullah Gül için neden Başkanlık rejimi düşünmediler ki?
Madem Başkanlık Türkiye’nin önünü açacaktı neden Erdoğan kardeşi Abdullah Gül için Başkanlık rejimini gündeme getirmedi?
İşte bu soru muhalefetin “kişi için rejim değişmez” görüşünün de ispatıdır.
Abdullah Gül için istenmeyen Başkanlık, Recep Tayyip Erdoğan için istenmektedir.
Olasılık ki referandum sonucunda da Başkanlık rejimi kabul edildikten sonra bir CHP’li Başkan seçilsin ve Meclis’te de CHP çoğunluk partisi olsun.
İşte o gün başkanlık rejimini savunan AKP’lilerin halini görmek isterim doğrusu.
GELELİM MHP KANADINA
Bahçeli ve yandaşı MHP’li vekillerin “başkanlık” desteği ülkücü tabanda büyük tepki çekti. Sosyal medyada hakaretler yağdı Bahçeli ve “”evet” oyu veren MHP Milletvekillerine.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Öcalan’ın Başkanlık Türkiye için şart” önerisine şiddetle karşı çıktığına dair söylemleri MHP’nin web sitesi arşivinde sayfalar dolusu var.
Bahçeli PKK önderi Öcalan’ın Başkanlık ve arkasından gelecek Kürt federasyonu projesini AKP’nin HDP ile elele çıkaracağını vurgulayarak AKP ve Erdoğan’a “ihanet” suçlamaları yöneltiyordu.
Öyle ya da böyle AKP Cumhurbaşkanı Erdoğan için “tek adam” olmasını sağlayan başkanlık rejiminin peşinde ama Bahçeli bu “u” dönüşünü neden, niçin yaptı?
Bahçeli kapalı kapılar ardında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile hangi pazarlıkları yaptı?
DEMOKRATİK REJİME KİM SAHİP ÇIKACAK?
İşte günün sorusu budur.
Mustafa Kemal Atatürk’ün temelini attığı Demokratik Parlamenter rejime AKP’li veya MHP’li en az 9 Milletvekilinin Anayasa değişikliğine “Hayır” oyu vererek sahip çıkması gerekliliği ortaya çıktı.
Anayasa değişikliği teklifinin maddelere geçilmesi için oylamaya 80 milletvekili katıldı.
338 oyla 330 sınırının üstünde kabul çıktı.
34 ret, 2 çekimser, 5 boş ve 1 geçersiz oy kullanıldı.
İşte bu tablo gösterdi ki demokratik parlamenter rejimden başkanlık rejimine geçmek veya geçmemek sadece 9 milletvekilinin kararı önemli.
Düşünebiliyor musunuz sivil toplum örgütleri, iş adamları, sendikalar, hukukçular, barolar karşı çıkıyor ve AKP ile Devlet Bahçeli işbirliği ancak 338 “evet” oyu alabiliyor başkanlık rejimi.
Aslında Türkiye’nin geleceği için çok önemli bir Anayasa değişikliği toplumsal mutabakat ile yapılması gerekirken gelip 9 Milletvekilinin “evet – hayır” kararına kalıyor.
Ne acı tablo.