Partiler de insanlar gibi, her canlı gibi, doğar, büyür ve ölür.
Türk siyasetinde de dünyada da böyledir.
Nerede ihtişamlı dönemlerin dev partileri?
Kimileri tamamen siyaset sahnesinden silindi, kimileri de yüzde 1’lerin altında tabela partisi şeklinde kaldı.
Adalet Partisi, Refah Partisi, Halkçı Parti, Milliyetçi Demokrasi Partisi, Genç Parti, Demokrat Parti, Anavatan Partisi bunların bazılarıdır.
Tabela partileri her seçim bir umut taşırlar ama toplumsal desteklerini büyük ölçüde kaybettiklerinden, maddi durumları el vermediğinden bir türlü atılım yapamazlar, geniş kitlelerden oy toplayamazlar.
1982 Anayasa’sı milletvekillerinin parti değiştirmelerini yasaklamıştı.
1983 seçiminde Anavatan Partisi (ANAP) tek başına iktidar olup sağ kanadın diğer partisi Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) 3. Parti konumuna gelince bazı milletvekilleri ANAP’a geçmek istedi.
Ancak Anayasa engeline takıldılar.
Dönemin ANAP Genel Başkanı ve Başbakan merhum Turgut Özal Abant’ta hafta sonu yürüyüşünde, “ madem gelmek istiyorlar alırız” deyince ben de “ Anayasa yasaklıyor o yasak maddesini mi değiştireceksiniz? Cumhurbaşkanı Kenan Evren onay verir mi?” diye sordum.
Ben de o tarihte efsane Haldun Simavi’nin bir milyon tirajlı tarihi Günaydın Gazetesinin Başbakanlık muhabiri idim.
Özal bu soruma, “ Orhan Anayasa’yı bir kere delmekle bir şey olmaz” yanıtını verdi ve tabii beraberimizdeki gazetecilere de manşeti yazmak kaldı.
Sonuçta ne oldu biliyor musunuz?
Anayasa delindi.
Ancak çiğnenmedi çünkü Anayasa’da olmayan bir yasak ile çiğnendi.
ANAP ve MDP Genel Kurullarına birleşme kararı aldılar ve iki parti birleşti ve böylece MDP milletvekilleri de ANAP’lı oldular.
Meclis’te ise sağ kanadı ANAP, sol kanadı ise Halkçı Parti (HP) kaldı ama bugün her iki partinin de adı, sanı duyulmuyor.
Lafı uzattık ve artık bağlayalım.
Ey Milliyetçi Hareket Partililer, Adalet ve Kalkınma Partisi ile birleşmeye hazır mısınız?
Bugünlerde yaşanan tüm siyasi gelişmeler gidişatın bu yönde olduğunu gösteriyor.
AKP’liler Başkanlık olan ülkelerde sağda ve solda birer parti kaldığını ve tabela partilerinin ve küçük partilerin artık Meclis’e girme şanslarının kalmayacağını böylece siyasi istikrar sağlanacağını anlatarak “evet” oyu istiyorlar.
Baksanıza Başbakan Binali Yıldırım AKP Meclis grup toplantısında eliyle kurt selamı veriyor sizlere.
Devlet Bahçeli ile Binali Yıldırım artık birlikte “evet” mitinglerine hazırlanıyorlar.
Demem o ki artık AKMHP’ye yani iki partinin birleşmesi için 16 Nisan bekleniyor.
Devlet Bahçeli’nin MHP’deki tüm muhalifleri partiden ihraç etmesi de bu birleşmenin önündeki pürüzlerin temizlenmesi anlamı taşıyor siyasi olarak.
Başbuğ merhum Alpaslan Türkeş’in MHP’si AKP ile birleşmeye koşar adım gidiyor.
Şimdi MHP’lilere düşen “hayır” oyu vererek bu gidişata “dur” demektir.
Şurası unutulmasın ki Türk halkı, “evet” oyu verince AKP ile MHP birleşmesi gerçekleşir.
Hayır, oyunda ise Devlet Bey MHP’nin genel başkanlık koltuğunda kalamaz,
AKP’de amacına ulaşamadığından MHP’ye verdiği desteği anında keser belki de Tuğrul Türkeş gibi Bahçeli ve arkadaşlarına kapısını açar ki 82 Anayasasının o engeli ortadan kalktığı için bu transferin önünde hiçbir engel yoktur.
Umarım MHP için Hayırlısı olur…