Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı döneminde yayınladığı “İrtica İle Mücadele Genelgesi “ 28 Şubat davasına delil olurken daha da önemlisi Akşener’in FETÖ’cü olmadığını ispat eden tarihi bir belge oldu.
Meral Akşener MHP Genel Başkanlığına aday olunca Devlet Bahçeli ve Genel Merkez yönetimi, “FETÖ’cü” diye suçlamışlardı.
Akşener ne kadar yalanlarsa yalanlasın siyasetin “çamur at izi kalsın” şeklindeki bu suçlaması hala sürüyordu.
Akşener Fethullah Gülen ile ilişkisinin olmadığını nasıl ispat edilebilir ki?
20. Yılında “28 Şubat post modern darbe yaptıkları” şeklinde çok önemli bir dava Ankara’da 87 duruşmadır devam ediyor.
86 duruşmaya katılan sanık emekli Albay Alican Türk ile devam eden bu duruşma hakkında bir söyleşi yapıyordum.
Türk mahkeme tarafından resmi yolla İçişleri Bakanlığından istenilen ve mahkemeye gelen bir genelgeden söz edip bazı maddelerini okudu.
Bu genelge 28 Şubat’ın İçişleri Bakanı Meral Akşener imzalı idi.
Meral Akşener’in İçişleri Bakanı iken 28 Şubat kararları sonrası 28 Mart 1997 tarihinde yayınladığı irtica ile mücadele genelgesini Alican Bey’den alarak satır satır okudum.
Şu kanaate vardım; Bu genelge yayınlanınca Meral Akşener’e asla FETÖ’cü denemez.
Neden mi?
Bu genelgeyi sizlerde okuyunca benim gibi düşünecek ve 20 yıl önce Meral Akşener’in sadece Fethullah Gülen Cemaati ile ilgili değil irticai faaliyet gösteren güya İslami cemaat, tarikat, dernek, vakıf, dershane, okul ve yurtların derhal kapatılması talimatı verdiğini göreceksiniz.
İşte İçişleri Bakanı Meral Akşener’in 28 Mart 1997 Tarihli “Anayasa Ve Yasaların
Uygulanmasında Uyulacak Usul Ve Esaslar” konulu genelgesinin özeti:
a) Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı hareket eden,
b) Devletin, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünü bozma doğrultusunda faaliyet gösteren,
c) Bölgecilik, ırkçılık propagandası yapan ve dini veya dini hissiyatı veya dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek faaliyette bulunan, kurumlar hakkında tabi oldukları mevzuat hükümlerine göre kapatılma işlemlerine mahallin en büyük mülki amirince derhal işleme başlanması yasal hükümdür.
Ancak yasal durumun böyle olmasına karşılık tarikatlarla bağlantılı bazı özel yurt ve okulların olduğu da gözlenmektedir.
Söz konusu yurtlarda dinin veya dini hissiyatın veya dince mukaddes sayılan şeylerin alet edilerek faaliyette bulunulup bulunulmadığının mülki amirlerce yakından izlenmesi ve bu şekilde faaliyette bulunanların tespit edilmesi halinde kapatılması gerekmektedir.
Güvenlik güçlerimiz, özellikle öğrencilerimizin bu tip yıkıcı, bölücü ve irticai yayınlardan korunması açısından bu yurtların yöneticilerini bu konuda uyarmak ve bu yayınların ülke içinde olduğu gibi yurtların dahilinde de okunmasını engellemek görevini tam bir titizlikle yürütmelidirler.
Bu cemaat, dernek veya vakıflarca dini duyguları istismar edici, bölücü ve yıkıcı faaliyetler yürütülebileceği ayrıca ehliyetsiz kişilerin menfaat temini amacıyla bu tür işlere girebileceği hususları da göz önünde bulundurulmalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle Diyanet İşleri Başkanlığı ve dolayısıyla il müftülüklerinin yönetim ve denetimi dışında açılmış olan Kur’an kurslarının bulunup bulunmadığı konusunda bir durum tespiti yapılarak3 böyle açılmış Kur’an kurslarının bulunması halinde derhal kapatılarak ilgilileri hakkında yasal takibata girişilmesi gerekmektedir.
Vali ve kaymakamlarımız ile belediye başkanlarımızca yapılacak ilk defa memuriyete giriş atamalarında, irticai nitelikte ve bölücü kişilerin kamu kurum ve kuruluşlarına sızmalarını önlemek için gereken titizlik gösterilecektir.
Bunun dışında bazı belediye başkanlarımızın, irticai faaliyetleri nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden Askeri Şura kararıyla ilişikleri kesilen personel konusunu istismar ederek, bu personeli belediyede, belediyeye bağlı işletme veya kuruluşlarda ya da belediyelerin kurduğu veya katıldığı şirketlerde sistemli olarak işe aldıkları rahatsızlık yaratmaktadır.
Özel yurt ve vakıf okullarının denetim altına alınması, kanuna uygun olmayanların kapatılması ve sorumlular hakkında işlem yapılması,
Güvenlik güçlerince durum izlenerek Cumhuriyet Başsavcılıklarına intikal ettirilecektir.
Kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelere, aşırı dinci kesimden veya yasa dışı örgütlerden muhtemel sızmaların önlenmesi için, personel alımı ve çalıştırılmasının devamlı takip edilmesi, sızan bu tip personelin işine son verilmesi,
Ülkemizi çağ dışı bir rejimden ve din istismarının sebep olabileceği muhtemel bir çatışmadan koruyabilmek amacıyla komşu ülkelerin yıkıcı ve bölücü faaliyetlerini önleyici tedbirler paketi oluşturulması
Ülke sorunlarının çözümünü “millet” kavramı yerine “ümmet” kavramı bazında ele alarak sonuçlandırmayı amaçlayan ve bölücü terör örgütüne de aynı bazda yaklaşarak onları cesaretlendirici girişimler önlenmelidir.
Büyük kurtarıcı Atatürk’e saygısızlığın önlenmesi, 5816 sayılı Kanunun kesin olarak uygulanması.
İçişleri Bakanı Dr. Meral Akşener tarafından Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, Bakanlığının tüm birimleri ile 80 ilin valiliğine gönderilen genelgeyi okuyunca ortaya çıkıyor ki Fethullah Gülen cemaati başta olmak üzere Akşener tüm İslami gruplar konusunda uyarıda bulunuyor ve yasal işlem yapılmasını istiyor.
Bu genelge ile ortaya çıktı ki “FETÖ’cü” iftirası artık Meral Akşener’e yapışmaz.