Turgut Özal’ın ANAP’ı gibi 4 eğilimi kucaklamalı
Referandum siyaset sahnesindeki ihtiyacı ortaya çıkardı. Merhum Turgut Özal’ın vefatının 24. Yılına denk gelen referandumda anayasa değişikliğine seçmenin % 51,4 evet, %48,6 hayır demesi Türk siyaset sahnesinde çok önemli bir açığı da ortaya çıkardı: Merkez Parti
1980 askeri darbesinden 3 yıl sonra Turgut Özal tarafından kurulan Anavatan Partisi siyaset yelpazesindeki yerini, “4 eğilimi kucaklayan merkez parti” olarak tanımlamıştı.
Anayasal yasakların olduğu o günün şartlarında Adalet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Milli Selamet Partisi kapatıldı ve Genel Başkanları Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alpaslan Türkeş ve Necmettin Erbakan siyasi yasaklı idi
Merhum Özal işte bu dört eğilime mensup kişilerden Anavatan partisini kurdu ve iki elini başının üstünde birleştirerek siyasi bütünleşmeye mesaj verdi.
Günümüze gelecek ve referandum sonuçlarını tahlil edecek olursak şu tespitleri yapmamız lazım.
1- AKP ve Recep Tayyip Erdoğan gücünü koruyor.
2- Destekçisi MHP ise 1 Kasım 2019’da aldığı % 11,9 oyu sıfırladı. Devlet Bahçeli’nin Genel Başkanlık seçimine delegelerin yasal talebi üzerine gitmeyerek meşruiyetini kaybetti diye yazmıştım.
İşte referandum sonucu “evet” diyen Devlet Bahçeli’nin artık Genel Başkan olarak MHP’nin başında kalamayacağının da en önemli kanıtı oldu.
2018’de Genel Kurul tarihine kadar Devlet Bahçeli’nin AKP desteği ile görevde kalmaya çalışacağını ve yeniden aday olacağını anlıyoruz.
Bu durum MHP’yi siyaset sahnesinden tamamen silecektir.
Bahçeli’nin erken Genel Kurul kararı alması ve yeniden aday olması da bu sonucu değiştirmez.
Özetle Devlet Bahçeli muhaliflerine artık MHP kapısı açılmamak üzere kapanmıştır.
3- CHP’ye gelince Kemal Kılıçdaroğlu karşısındaki büyük güce rağmen belli oranda başarılı olmuş ama evet karşısında yenilmiştir.
CHP içerisindeki muhaliflerin bugün-yarın olağanüstü kurultay taleplerinin geleceğini tahmin ediyorum.
Hatta Deniz Baykal’ın referandum çalışması göstermiştir ki aktif siyasete dönme gücü ya da ihtiyacı vardır.
CHP’nin ne kadar güçlü olursa olsun oy oranının en iyimser tahminle % 35 seviyesinde olacağı da netleşmiştir.
4- HDP tutuklu eş başkanları ile hayır kampanyasında çok silik kaldı. Selahattin Demirtaş’ın yeri doldurulamadı ve hayır kampanyasında başarılı olamadılar.
Yaklaşık % 15 seçmen sandığa gitmedi.
Anayasa değişikliği ile 2019’da AKP ve CHP’nin var olacağı artık netleşti.
CHP’nin AKP’ye alternatif olamayacağı konusunda sanırım tüm siyaset uzmanları hem fikirdir.
İşte bu durumda ortaya önemli bir ihtiyaç çıkıyor: Merkez Parti.
Yani AKP’ye alternatif olacak yeni bir siyasi oluşum gereklidir.
Şimdi benden bu partiyi kimin kuracağı konusunda isim istemeyin. Ama şunu söyleyeyim referandum öncesi bu konuda çok ciddi çalışma yürüten isimler olduğunu biliyorum.
Bir Merkez parti AKP, CHP, HDP ve MHP küskünlerini rahatlıkla çatısı altında toplayabilir.
Yüzde 15 oranındaki kararsızları siyasi yelpazenin içine çekebilir.
Alternatifsiz AKP’ye alternatif olacak kadroların bu Merkez Parti çatısı altında toplanması Türk demokrasi tarihi açısından da Türk Siyasi yapısı içinde de büyük önem taşımaktadır.
Çünkü 2019 ya da daha erken yapılacak bir seçim de hep Parti’ye hem de Cumhurbaşkanına oy verilecektir.