İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından istifa eden Kadir Topbaş istifa gerekçesini sır gibi saklıyor. İstanbul’u en iyi bilen siyasetçi olan CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’e, “ Kadir Topbaş neden istifa etti?” diye başlayarak sorularımı sıraladım. İşte yanıtları:
Tekin: Bilindiği üzere, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gün Kadir Topbaş İstanbul’da yoktu. “Kadir Topbaş neden yoktu” tartışmalarını hiç bitmedi. Ayrıca, damadının FETÖ’den tutuklanmasıyla tüm yetkileri elinden alınan Topbaş’ın istifa etmesi beklendi ama görevde kalmayı tercih etti. Direnince de çözüm yolları aranmaya başlandı. HDP’li belediyelere atanan kayyum gibi İstanbul’a da kayyum atanması zarar verebilirdi. O nedenle Topbaş belediyede iyice etkisizleştirilmeye, yok sayılmaya devam edilince istifaya karar verdi.
Soru: Topbaş istifa etti mi
ettirildi mi?
Tekin: Topbaş istifa etmedi, Erdoğan’ın zorlamasıyla istifa ettirildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun azledildiği gibi o da azledildi. Bildiğim kadarıyla, AKP içinde Topbaş ile Erdoğan’ın arasını bulmak için çok çalışanlar oldu, ama Erdoğan kafasında silmişti.
Öyle ki, İstifa etmemesi halinde Hükümet kararıyla görevden alınması senaryosu bile düşünülmüştü. Dolayısıyla Kadir Topbaş aslında istifa etmemiş, tıpkı eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başkanlıktan alınma operasyonu gibi bir operasyonla görevden alınmıştı! Davutoğlu için “Pelikancılar” kullanılırken, Topbaş içinse İBB Meclisi’ndeki AKP grubu kullanılmıştır.
Soru: Milyonlarca İstanbullunun oylarıyla seçilen belediye başkanı görevden ayrılışı konusunda neden kendisine oy verenler duyması gereken saygı çerçevesinde gerekçeni saklıyor?
Tekin: AKP iktidarı ile birlikte, ülkemizde hukuksuzluğu, kural tanımazlığı kullanan siyasiler, partilerinin ve şahıslarının faydasını ülke çıkarından önünde görmeye başladılar. Siyaset meşru yetkisini halktan aldığını ve bunun üzerinde hiç bir güç olmadığını maalesef ki unuttu.
OHAL sürecinde çıkarılan kararnamelerle, vesayet mekanizmalarının sağladığı kolaylıkla yeni bir toplum düzeni oluşturulmak istenmektedir. Hedeflenen yeni düzene uymayanlara yol gösteriliyor. Kadir beyde gücünü halktan almadığı için ve siyaseti bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak söze göre yaptığı için doğal olan sonuç budur.
Unutulmamalıdır ki, demokrasilerde sistemler halkın beklenti ve taleplerine endeksli şekillenir. Bu taleplerin üstünde bir güç olmaya çalışırsanız, sandık sonuçlarında hak ettiğiniz sonucu er ya da geç görürsünüz.
Soru: Siyaseti bırakmayacağını söylediğine göre başkanlığı bırakma kararının arkasında neler olabilir?
Tekin: Bildiğim kadarıyla Sayın Topbaş kendisini İslam’a adayacağını ve çalışmalarını bundan böyle bu alanda yürüteceğini açıklamış.
İstifa ederken, “Hata ile ihanetin birbirine karıştırılmaması gerekir. Bugünkü Türkiye’nin gördüğümüz şekliyle siyaseti, geleceğini karartır. İnsan her şeyi affeder ama adam yerine konmamayı affetmez.” Şeklinde açıklamaları olan bir siyasetçinin sadece ahiret işleriyle uğraşacak olması bir siyasetçinin düştüğü durum açısından çok üzücüdür… Başkanlığı bırakmasına neden olan, adam yerine konmamasına neden olan kişilerle aynı partide siyaset yapmaya devam edecek olması ise iki kat üzücü bir durumdur.
Soru: Başbakanlığı da yürüten Konya Milletvekili Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu da ayni ani kararı ile AKP olağanüstü kurultayında aday olmadı ve Başbakanlığı da yeni Genel başkan Binali Yıldırım’a devir etti. O da gerekçesini açıklamadı. O da siyasete AKP’de devam ediyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tekin: AKP, İstanbul Belediye Başkanının istifasını sıradan bir olaymış gibi göstermek istiyor. Belediye içinde bir yetki çekişmesi, metal yorgunluğu, 5 adet imar dosyasından doğan anlaşmazlık, hizmet devri, kişisel bir kararmış gibi sunarak kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar.
Ülkenin yönetimindeki en önemli makamlardan biri olan 2. Sıradaki, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun istifa sürecinde de bu yöntemi denemişlerdi. Çünkü sorunun tek başına Davutoğlu ve Topbaş sorunu değil de, tek adam sorunu olduğunu görmek istemiyorlar. FETÖ’cü olma korkusu da bu işin tuzu biberi oluyor…
15 yıllık iktidarları süresince birikmiş iç ve dış sorunlar ve tek adamın partisinin inşa edilmesi sürecinde yaşananlar birbirine eklenince bu sonuç kaçınılmaz oluyor. Her iki siyasetçide istifa ederken, “ben partimden ayrılmıyorum. Hizmetlerime devam edeceğim. Kimse bundan faydalanmaya kalkmasın” gibi klişe açıklamalarda bulunmuş ama kendilerine yapılan kötü muameleyi de anlatmadan da edememişlerdir.
AKP İktidarıyla birlikte ülkede yaşananlara bakınca aklın, mantığın alması mümkün olmayan, devlet yönetimiyle, ciddiyetiyle hukukla bağdaşmayan kararlar alınıyor. Bu gidişe dur diyecek tek irada kurucu iradedir. Yani CHP’dir.
Belki şu an, bu bakanların dosyalarının kapandığı gibi bir sonuç var ama unutulmamalıdır ki bu sadece bizim ülkemizde bu dosyalar geçici olarak kapatıldı. Maalesef, ABD yargısı bizim yapamadığımızı yapıyor ve bu bakanlardan bazılarının dosyalarını tüm detaylarıyla inceliyor. Bu dosyalar bizim ülkemizde de er ya da geç açılacaktır.
Soru: Başbakanı, Genel Başkanı, Bakanları, Belediye Başkanları, İl Başkanlarını görevden kim neden alıyor?
Tekin: Tek adam… Adamına göre muamele yapılıyor. Siyasi gücü, nüfusu olanlar ve saraya yakın olanlar aklanıp, paklanıp terfi ettirilirken, diğerleri FÖTÖ’CÜ ve rüşvetçi oluyorlar…
Soru: Neden görevlerinden alınma gerekçelerini açıklamıyorlar? Haklarındaki dosyaların açılacağından mı, yargılanmaktan mı, tutuklanmaktan mı korkuyorlar.
Tekin: “Korkunun ecele faydası yok” Hukuk düzenine geçildiğinde bu hukuksuzlukların hesabı sorulur.