19 Mayıs 1919’da kurtuluş savaşının başlatan, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisini kuran, 30 Ağustos’ta büyük taarruz ile düşmanı denize döken, 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan ederek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran büyük önder, kurucu lider gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü yok saymak;
– Türk milletini yok saymaktır.
– İstiklal savaşını yok saymaktır.
– İstiklal savaşında verdiğimiz on binlerce şehidimizi, gazimizi yok saymaktır.
– Başkent Ankara’yı yok saymaktır.
– Cumhuriyet ilanını yok saymaktır.
– Kurucu meclisi yok saymaktır.
– 1924 Anayasa’sını yok saymaktır.
– Cumhuriyetin ilanından bugüne çıkan tüm kanunları yok saymaktır.
– 1920’den bu yana kurulan tüm hükümetleri yok saymaktır.
– Tüm kamu kurum ve kuruluşlarını, belediyeleri yok saymaktır.
– Türkiye Büyük Millet Meclisini yok saymaktır.
– Türkiye’nin tapu senedi olan Lozan’ı yok saymaktır.
Sonuçta ne yazık ki, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yok saymaktır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu o meclisin ilk başkanıdır. Bugün o koltukta Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan İsmail Kahraman adlı zat oturmaktadır.
1 Ekim 2017 günü Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılış töreninde yaptığı konuşmada Atatürk’ün adını her zamanki gibi ağzına almamıştır.
Kahraman’ın bu eylemi asla kahramanlık değildir;
Türkiye Cumhuriyeti Devletine saygısızlıktır.
Oturduğu o tarihi koltuğun anlamını bilememektir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini içine sindirememektir.
Türkiye Büyük Millet Meclisine hakarettir.
Lozan’ı inkar etmektir.
Çökmüş, parçalanmış Osmanlı özlemidir.
İsmail Kahraman konuşma yaparken, CHP’li vekiller “Mustafa Kemal Atatürk nerede?” diyerek tepki gösterdi.
O da, “… Darbenin önlenmesinin lideri halkımızı direnişe çağıran muhterem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Mankurt kafalı FETÖ’cü teröristlere karşı ay yıldızlı bayrağımız altında birleşen necip milletimize tekrar teşekkür ediyorum” diye yanıt verdi.
Çökmüş, emperyalist devletler tarafından Anadolu’nun dört bir yanı ve başkent İstanbul’u işgal edilmiş, Padişah’ı teslim olmuş Osmanlı Devleti yıkılmıştır.
Türk halkı ile gerçek bir destan yazarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü yok sayan, adını anmayı zul sayan İsmail Kahraman atandığı o görevden derhal istifa etmelidir.
Gerçek Destan Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından19 Mayıs 1919’da yazılmaya başlanmış, 29 Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile mühürlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İsmail Kahraman gibi düşünenlere rağmen ilelebet payidar kalacak, kurucusu Atatürk’ü millet kalbinden asla silmeyecek, izinden yürümeye, ilke ve devrimlerinin bekçisi olmaya devam edecektir.