İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı Korona virüsün gerekli önlemler alınmazsa Türk ekonomisini ciddi anlamda sıkıntıya sokacağını, sosyal kriz yaşanabileceğini söyledi.
Türkiye’nin hem iç hem de dış kaynağa ihtiyacı olduğunu belirten Paçacı “Bu yıl ödenmesi gereken dış borç miktarımız 175 milyar dolar. Korona virüsün etkilerini asgari seviyede tutmak için de 50 milyar dolar paraya ihtiyacı var. Toplamda Türkiye’nin 225 milyar dolar civarında bir paraya ihtiyacı var. Türkiye bu parayı nereden ve nasıl bulacak? “ diye sordu
İYİ Parti Mali İşler Başkanı Cihan Paçacı Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu’nun sorularını yanıtladı. Paçacı COVİT-19 nedeniyle uluslararası ticarette yaşanan sorun nedeniyle iç piyasada yaşanan sorunların nasıl çözüleceğine ilişkin soruya verdiği yanıtta “Şu an bütün ülkeler para basıyor. Amerika Birleşik Devletleri matbaayı çalıştırdı para basıyor. 2 trilyon dolar kendi halkına dağıttı, 6 trilyon dolar diğer ülkelere swap line açıp döviz transferi başlattı.
Ancak Türkiye bu ülkeler arasında değil. Hem siyasi sebepler var bu işin içinde hem de Türkiye, elindeki Amerikan hazinesi tahvillerini altına çevirdi. Amerika’dan aldığı altınları Londra’ya getirdi ve elinde 2,5 milyar dolarlık Amerikan tahvili var. Türkiye’nin swap yapacak Amerikan tahvili de kalmadı” dedi.
Cihan Paçacı “Peki biz ne yapacağız? Sorusuna ise
“ Biz IMF’nin ortağıyız. IMF bir finans kuruluşu, öcü değil. Tabii ki verdiği parayı geri isteyecek tedbirlerin alınmasını ister. IMF’yi öylesine kötülediler ki IMF eşittir PKK gibi bir hale geldi. Şu anda IMF 1 trilyon dolarlık bir bütçe oluşturdu. İhtiyacı olan ülkelere Standby anlaşmasıyla değil, geçici ihtiyaçlarını karşılamak için bu parayı ortaya koydu.
87 ülke başvurdu bu krediye, Türkiye başvurmadı. Çünkü Sayın Erdoğan yıllarca biz Türkiye’yi IMF’den kurtardık dedi, IMF’ye giderse tüm bu sözlerini yemiş olacak. Türkiye IMF’ye siyaseten gidemiyor. Türkiye IMF’den 10 milyar dolar kredi alabilecek durumda, buna bile müracaat edemiyorlar. “ dişe yanıt verdi.
Cihan Paçacı’nın değerlendirmesi şöyle:
Koron virüsün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir tahribatı olacak. Bütçesi açık vermeyen hatta fazla veren ülkeler, aldıkları ekonomik önlemlerle bu tahribatı en az seviyede tutmaya çalışıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı "Almanya bizi kıskanıyor" demişti, Almanya 875 milyar Euro’luk bir paket açıkladı, bizim açıkladığımız paket ise yalnızca 14 milyar Dolar. Bu 14 milyar Dolar’ın da büyük bir kısmı teşvikler, ertelemeler vs… İşe yarar, dişe dokunur miktar şu anda 2 milyar Lira.
2018’den bu yana içinde bulunduğumuz kriz şartlarında zaten işletmeler iş yapamaz haldeydi. Koronavirüs sebebiyle müthiş bir talep düşüşü meydana geldi.
Talep düştüğünde arz da düşüyor beraberinde. İş yerlerinin büyük bir bölümü talep yetersizliğinden iş yerlerini kapatmak zorunda kaldı.
Cumhurbaşkanı bir kararname ile bazı iş kollarında iş yerlerinin kapatılmasının talimatını verdi. Eğlence sektörü, kafeler, kafeteryaların hepsi kapatıldı. Kararname ile kapatılan iş yeri sayısı 211 bin. Kararname dışında talep düşüklüğü sebebiyle 2018’den beri zor ayakta kalan işletmeler de kapısına kilit vurmak zorunda kaldılar.
BANKALAR ÖNEMLİ!
Kimsenin bahsetmediği fakat çok kritik olan bir konu da bankalar. Bankalar şu an iyi görünüyor. Ancak, bankaların dağıttığı kredilerin çok büyük bir bölümü geri dönmüyor. 2018’deki krizden bu yana kredi ödemelerinde çok ciddi problemler var. Bankalar sorunlu hale gelen kredileri yeniden yapılandırma gibi yöntemlerle aktif kredilerin içinde gösteriyorlar. Koronavirüs dönemi öncesinde, 2020 Mart ayında 152 milyar lira bankaların tahsili gecikmiş alacakları bulunmakta. Bu toplam kredilerin yüzde 5,3’üdür. Eylül 2019’da 298 milyar lira izlemedeki krediler miktarı. İzlemedeki krediler, faiz döneminde kredinin faizini ödeyemiyor demektir. Belli ki krediyi alan işletme tıkanmış ama vadesi gelmediği için yalnızca izlemede tutuluyor. Bu iki rakam 450 milyar lira yapıyor. Bu iki rakam toplam kredinin yüzde 15,7’sini oluşturuyor. Korona virüsten dolayı kapanan ya da küçülen işletmelerin kredi borçları var.
İç kaynakta para basmak dışında kaynak yok şu an. Kamu tasarrufa gitsin, kamu vatandaşına örnek olsun. Kamuda o kadar lüks, şatafat, israf var ki! Bunun önüne geçelim. İtibardan tasarruf olmaz dediler bin odalı saray yaptılar, 13 tane uçak, yüzlerce araç tahsis ettiler ama itibar vatandaşına sahip çıkmakla kazanılır. Gelin bir kampanya başlatalım, kamudaki bütün araçları, en az düzeye indirelim. Cumhurbaşkanlığının dışında bakanlara tahsis edilen uçaklar da var. Gelin yazlık sarayın inşaatını durduralım. Bir tarafta paraya ihtiyacın var diğer tarafta Göcek’te 300 odalı saray yaptırıyorsun. Yeni bir bütçe yapılması lazım. Bu bütçede bakanlıklara ayrılan tahsisatları kısmak lazım.