Tam 31 yıl önce 1992 yılında Avrupa’nın ekonomisi en güçlü ülkelerinden olan İtalya’da rüşvet, yolsuzluk, kara para, kayıt dışı para iddiaları ortalıkta uçuşuyordu.
Tıpkı bugün olduğu gibi…
İktidar partisi milletvekilleri, başbakan ve bakanları, iş insanları, dev şirketler, dernek ve vakıflar, devlet bürokratları, uyuşturucu baronları ile mafya çetelerinin siyasi ve parasal ilişkileri özgür medyada yer alıyordu…
21 yıldır Türkiye’de yaşananları, ortalığa saçılan olayları,
- Reza Zarrab’ı, 4+1 bakanı,
- Zehra Taşkesenlioğlu,
- Fatih Terim Fonu,
- Sosyal Medya Fenomenleri,
- Mafyaya karşılıksız kamu bankası kredileri,
- Kızılay’ın çadır satması, Kızılay’ın vergi kaçınmak için Erdoğan ailesi vakfına para transferine aracılık etmesi,
- Yurt dışından kaynağı belirsiz milyonlarca doların Türkiye’ye girişi izni verilmesi,
- Tapelere de geçen sıfırlamalar,
- Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın ayakkabı kutularında stokladığı dolarlar, Eurolar,
- Sedat Peker iddiaları,
- İhalesiz verilen devlet yatırımları,
- Kamu-Özel İş birliği (KÖİ) ile yapılan sözleşmelerdeki rantlar,
- Yandaş Medya patronlarına kamu bankalarından krediler,
- Gülen cemaatine AKP’liler tarafından toplanan ve bağışlanan paralar,
- FETO’culara parsel, parsel dağıtılan rantlar,
- Tank-Palet skandalı,
- Cemaat ve tarikatlara devlet bütçesinden dağıtılan paralar,
- AKP’li belediyelerin ihaleleri ve cemaat ve tarikatlara yaptıkları
- Saraylar için yapılan harcamalar,
- Araç ve bina kiralama ile satın almalardaki rantlar…
Birçok yolsuzluk ve rüşvet iddialarının ardı arkası kesilmedi, kesilmiyor hatta artarak da sürüyor.
İşte İtalya bu ve benzeri büyük kirlilik yaşanırken kirlenmeyen, tertemiz kalan, siyasilere boyun eğmeyen 3 kahraman savcı ortaya çıktı.
- Pier Camillo Davigo,
- Gherardo Colombo ,
- Antonio Di Pietro…
Pietro önderliğinde 3 savcı medyada yer alan tüm iddialar hakkında şu ad verilen soruşturmaları başlattılar:
Mani Pulite yani Temiz Eller…
Bilirsiniz;
Dünyanın eli en kanlı mafya örgütleri İtalyan kökenlidir ve sadece İtalya’da değil Amerika’da dahi yasa dışı faaliyetleri ile tanınmaktadır.
3 Savcı Pietro, Davigo ve Colombo;
Mafya tarafından ölüm tehditleri aldılar,
Siyasi partilerin baskıları ile karşılaştılar,
İş insanları çok sert tepki gösterdiler,
Bürokratlar hop oturup hop kalktılar,
Rüşvet ve yolsuzluk iddialarını yalanlamaya başladılar.
Peki, medya ne yaptı?
Temiz Eller operasyonuna özgür İtalyan medyası çok büyük destek verdi.
Siyasi baskılara kulak asmadı, 3 savcının soruşturmalarını destekledi.
Medyanın bu desteğine İtalyan halkı da çok büyük destek verdi, sokaklara döküldü, pankartlarla, sloganlarla 3 savcıyı yalnız bırakmadılar.
3 savcı; Pietro, Davigo ve Colombo İtalyan halkının gözünde birer kahraman ilan edildiler ve dünyada özellikle yolsuzluk ve rüşvet yaşanan ülkelere de örnek oldular.
Operasyon sonucunda;
İtalya’da “Birinci Cumhuriyet” denilen dönem sona erdi.
Birçok siyasi partinin ortadan kalkmasına neden oldu.
Bazı siyasetçiler ve iş insanları, suçları ortaya çıktıktan sonra intihar ettiler.
Banka hesapları olan 5,000 kişi soruşturmaya dahil edildi.
İtalyan Parlamentosundaki 600 milletvekilinin 400”ü hakkında iddianame düzenlendi.
Yolsuzluk suçlamalarından dolayı 400”den fazla şehir ve belediye meclisi feshedildi.
Büyük devlet sözleşmeleri için teklif veren İtalyan ve yabancı şirketler soruşturuldu.
Savcılar yıllık olarak ödenen inanılmaz rüşvet tutarını şöyle açıkladılar:
4 milyar dolar.
Yani: 74 milyar Türk lirası…
Tüm siyasi baskılara ve mafyanın ölüm tehditlerine rağmen korkusuz ve gözü pek 3 savcı Temiz Eller operasyonu tüm ülkeyi saran rüşvet ve yolsuzlukları tek tek ortaya çıkardı.
Dönemin Başbakanı Bettino Craxi ile bakanların kirli çamaşırları ortaya çıktı… Başbakan Craxi mahkum olmamak için Tunus’a kaçtı. Partisi kapatıldı.
Toplam soruşturma sayısı 2 bin 563 oldu.
Bin 408 kişi hakkında mahkûmiyet kararı verildi.
Di Pietro kabuğuna çekilmedi.
“İtalya’nın Değerleri” adında bir parti kurdu.
Yüksek oy aldı, parlamentoya girdi ve bakan bile oldu…
Değerli okurlarım;
Dönemin AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı şeffaflık paketine Erdoğan şöyle karşı çıkmıştı:
- “Böyle giderse görev alacak il ve ilçe başkanı bulamazsınız…”
Ben de diyorum ki;
Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasını emanet ettiğimiz; - Cumhuriyet Savcıları neredesiniz…
- Varsanız Haydi Temiz eller operasyonu başlatın…
Cumhuriyetimiz 2. Yüzyılına tertemiz girmelidir.