Ana muhalefet Partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir Alman Dergisinde yayınlanan, “Türkiye’de can ve mal güvenliği yoktur” sözlerine AKP ile birlikte MHP Genel Bahçeli de çok sert tepki gösterdi.
16 Nisan 2016 öncesine kadar yani AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’a başkanlık için anayasa değişikliğine destek vereceğini açıklayıncaya kadar, “Türkiye’deki can ve mal güvenliği” konusunda Meclis’teki MHP Grup Toplantılarında Bahçeli neler söylemiş araştırdım.
MHP’nin resmi www.mhp.org.tr sitesinden tarihleri ile özetleyerek aldığım Bahçeli’nin sözleri şöyle:
BAHÇELİ DÜN NE DEDİ:
30 Aralık 2014: Devletin yerini illegal güçler alıyorsa, herkesin gözü önünde terör estiriliyorsa, insanlarımızın can güvenliği kalmamışsa; bunun provokasyonla ne ilgisi var, siz niye varsınız, siz ne işe yararsınız?
8 Mayıs 2015: Can güvenliğiniz yoktur. Ailenizle sokağa çıkmaya korkuyorsunuz…
15 Aralık 2015: Şu anda ülkemizde tam bir kaos hakimdir… Türkiye Cumhuriyeti sanki egemenlik haklarından vazgeçmektedir… Bu devlet nerededir? Bu hükümet ne iş yapmaktadır? Devletin aczini ve köhnemişliğini hiç bu kadar gördünüz mü? Hıyanet alenileşmiş ve iktidarda vücut bulmuştur. Teslimiyet yayılmış ve iktidarı ele geçirmiştir.
26 Nisan 2016: Hiç kimsenin can güvenliği yoktur.
3 Mayıs 2016: Hiç kimsenin can güvenliği garanti değildir.
8 Mayıs 2015: Her evde geleceği belirsiz bir evladımız bulunmaktadır. Can güvenliğiniz yoktur. Ailenizle sokağa çıkmaya korkuyorsunuz. Kapkaç, yankesici, haydut işbaşındadır. Yalan söylediler, utanmadılar. Allah’la kandırdılar, korkmadılar. Kanunsuzluğun çukuruna gömüldüler.
16 Mayıs 2015: Antalya’daki eşitsizliği, adaletsizliği açıkça görüyorum. Yurt dışından turist geliyor tatil için. Suçlar giderek artıyor. Can güvenliğiniz azalıyor. Ve hükümet ne yapıyor: Yalnızca seyrediyor.
6 Ocak 2016: Başkanlık sistemi vatandaşın gündeminde yoktur ancak Türkiye’nin bölünme tehlikesi ana gündemdir. Hükümetin ilk görevi vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamak, devletin bölünmezliğini korumak olduğu halde, Türkiye’de anayasa ve başkanlık tartışmalarından sıra güvenliğe bir türlü gelmemektedir.
23 Şubat 2016: Gizlemeye, geçiştirmeye de gerek yoktur: Türkiye’nin güvenlik ayarları bozulmuştur. Huzur ve emniyet kalmamıştır. Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinden bahsedilemeyecektir. Bu istihbarat nerededir? Bu emniyet ne iş yapmaktadır? Vatandaşının güvenliğini sağlayamayan, başkentini dahi koruyamayan bir hükümetle nereye kadar gidilecektir?
29 Haziran 2016: Hiçbir insanımızın can ve mal güvenliği yoktur.
BAHÇELİ BUGÜN NE DİYOR?
Devlet Bahçeli 16 Nisan referandumundan sonra MHP’yi açıkça AKP’nin “Eş Partisi” ya da “destekçisi” konumuna taşıdı. MHP “muhalefet” partisi olmaktan çıkıp “iktidarın koalisyon ortağı” olarak siyaset yapmaya başladı.
Tabii hedefine de AKP’nin yaptığı gibi CHP’yi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu aldı. Aldı ama 16 Nisan öncesi “can ve mal güvenliği konusunda” sözleri de Türk siyasi tarihinin arşivinde bulunuyor.
Kılıçdaroğlu’nun, “can ve mal güvenliği” sözlerini çok sert şekilde şu sözlerle eleştirdi Bahçeli:
13 Ağustos 2017: Türkiye’de can ve mal güvenliğinin olmadığını söyleyip yabancı ülkelere muhbirlik yapanların kimlere hizmet ettikleri, kendilerini ne hallere düşürdükleri açık ve ortadadır…
14 Ağustos 2017: Ana muhalefet lideri, yabancı basına ülkede can ve mal güvenliği olmadığı şikâyeti yapacak kadar ölçüyü kaçırmış vaziyettedir. Dışarıya karşı Türkiye’nin sorunlu bir ülke olduğu imajını verenler, ülkemizin yaşayacağı sıkıntılardan medet umacak kadar küçülmektedir.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu
Dün dündür, bugün bugündür
Bu ne kadar keskin dönüş diyelim mi?
Ne diyelim?