Jandarma Karakoluna yapılan PKK saldırısında 1 Yüzbaşı, 1 Astsubay ve 1 erin şehit edilmesi üzerine Özal bu karakolu ziyaret etti. Van’dan Ankara’ya dönerken uçakta beni yanına çağırdı. Askerliğimi Komando Asteğmen olarak Yüksekova’da yaptığımı bildiği için, “Yaptığın Operasyonları anlat bakayım” dedi. Ben de çok uzun sürer, ben size çözüm önereyim dedim. İşte bu diyaloğu ilk kez yazıyorum.
6 Kasım 1983 tarihinde tek başına iktidar olan Anavatan Partisi tarafından kurulan 1. Turgut Özal hükümeti 9 ay sonra PKK’nın Eruh’ta yaptığı saldırı ile terörle tanıştı. Özal Ankara’da esnafla yaptığı toplantı sonrası bu saldırıyı kınayan açıklama yaptı.
8 Ekim 1984’de ise PKK Şemdinli Jandarma Karakoluna saldırdı. Biri Yüzbaşı, biri Astsubay, biri er olmak üzere 3 Şehit verdik.
Dönemin başbakanı Turgut Özal beraberinde bakanlar ve gazeteciler olmak üzere Van’a uçakla, oradan da Şemdinli’ye helikopterlerle gidildi.
Özal’ın, Tuğgeneral Kenan Sencer’in yaptığı konuşmaları ve o günden bu yana yapılan açıklamaları belgeleri ile yarın yazacağım.
Ancak 16 askerimizin 14 polisimizin üst üste şehit edilmeleri üzerine Özal ile yaptığım “çözüm” konuşmasını 34 yıl sonra ilk kez yazıyorum.
Şemdinli dönüşü Van’dan Ankara’ya dönerken dönemin Başbakanı Turgut Özal uçakta beni yanına çağırdı.
Aslında önce şunu da yazayım ki yanlış yorumlara yol açmayayım. Anavatan Partisinin Büyük Kongresinde yaptığım bir haberden dolayı Kırıkkale delegesinin yumruklu saldırısına uğradım, Bu saldırı üzerine tüm medya Kongreyi terk etti ve Atatürk Spor Salonundaki Spor Yazarları odasına gidildi.
Bu protesto üzerine konuşmasına ara veren Özal bu odaya gelerek bana geçmiş olsun dileğini ileterek saldırıdan duyduğu üzüntüyü vurguladı.
Ben de, askerliğimi komando asteğmen olarak yaptığımı söyledim.
Şimdi uçağa dönelim. Özal, “Nerede yaptık askerliğini” diye sordu. Ben de Yüksekova’da yaptığımı, Şemdinli, Dağlıca, Beytüşşebap Kavaklı, Esendere bölgelerinde askeri operasyonlar yaptığımı bir çavuşumun Kavaklı mezrasında şehit olduğunu anlattım. “Bana tüm detayları anlat” diyen Özal’a Ankara’ya yaklaştığımızı ve beni çağırırsa uzun uzun tüm anlatacağımı söyledim ve “çözüm önerim” olduğunu vurgulayarak “askeri yasak tampon bölge” önerdim.
Bunun gerekçelerini de tek tek şöyle anlattım:
Coğrafya askeri birlik harekâtlarına izin vermiyor.
Askeri Karakollar Şemdinli’de olduğu gibi baskın yemeye uygun.
Eğer bu dağlardaki Nüfusu Yüksekova gibi düz alanlara kaydırın, konut yapar verir, iş imkânı sağlarsanız bu dağları da Askeri yasak bölge ilan edersiniz.
Hem güvenliği sağlar hem de askerin pusuya düşmesini ve baskın yemesini engellersiniz.
Özal ne dersiniz haklı mıyım? Diye sordum verdiği yanıtı da haber yaptım.
Özal’ın anlattıkları da Günaydın Gazetesinde (kupürü 1. Sayfada) yayınladı.
İşte Özal’ın PKK terörünün sonlandırılması için çözüm önerisi:
“ Doğu’nun sorunlarını biliyoruz. Bunların çözüm yollarını da biliyoruz. Bu nedenle Doğu’ya yatırımı teşvik ediyoruz. Buradaki yatırımları gerçekleştirdikçe
İş sahaları açıldıkça sınırda yaşayan vatandaşlar, sınır bölgesinde yaşayan vatandaşlar ekonomik nedenlerle içerlerdeki iş sahalarına göç edeceklerdir. Böylelikle sınır bölgelerinde yoğunlaşan olaylar halkın boşalması ile son bulacaktır. 2 aşamalı bir uygulama ile sınır bölgesini insansızlaştırmayı düşünüyoruz”
İşte bu insansız tampon bölgeler de askeri yasak bölge olacak ve bu bölgede görülen teröristler imha edileceklerdir.”
Şimdi Özal’ın bu sözlerinin üzerinden 31 yıl geçti, “sonuç ne?” derseniz maalesef uygulanamadı derim.
Yarın Tuğgeneral Kenan Sancar’ın sözlerinin günümüze yansımasını yine belgelerle anlatacağım