SÖZCÜ YAZARI NECATİ DOĞRU CUMHURBAŞKANINA HAKARETTEN 11 AY 20 GÜN HAPİS CEZASI ALDI…
Rahmetli babam Faik Uğuroğlu AKİS dergisindeki bir köşe yazısından dolayı 16 ay hapis cezasına çarptırıldı. Dönemin Demokrat Partili Bakanı Fatin Rüştü Zorlu aleyhine bir yazı kaleme almıştı. Ankara’nın Bab-ı Ali’si Rüzgârlı sokağın Faik babası bu hapis cezasını hayatı boyunca, “onur madalyası” olarak taşıdı. İlk onur madalyanı aldın hayırlı olsun. Anlaşılan o ki daha nice onur madalyaları alacaksın dayan Necati abi
1915 doğumlu rahmetli babam Faik Uğuroğlu rahmetli Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün damadı Metin Toker’in Akis Dergisi ile Ulus Gazetesinde çalışırdı.
O günlerde de tek başına iktidar olan Demokrat Parti’nin yandaşı Adalet, Zafer gibi karşıtı Ulus, Cumhuriyet gibi Gazeteler ile AKİS dergisi vardı.
Demokrat Parti Hükümeti devlet ilanlarını yandaş Gazetelere verir, çıkardığı ağır yasalarla muhalif yani karşıt gazetelerin haber ve köşe yazarlarına baskı uygular ve gazeteciler hakkında davalar açardı.
Rahmetli babam da Akis dergisinde Demokrat Parti Bakanı Fatin Rüştü Zorlu aleyhine bir yazı kaleme almıştı. Zorlu Bahçelievler’den komşumuz ve babamın arkadaşı idi. Zorlu dava açınca babam 16 ay hapse mahkûm oldu.
Rahmetli Babam, 1958 yılı sonunda girdiği Ulucanlar cezaevinden 1960 yılı Mart ayında tahliye oldu. İsmet Paşa geçmiş olsun için evimize geldi.
Karşı komşumuz Çetin Altan ile babamın akşam sohbetleri olurdu ve genel konu Demokrat Parti idi ve “ihtilal olur” diye konuşurlardı.
2 ay sonra 27 Mayıs 1960’da askeri müdahale oldu. Gece yarısı evimizin telefonu çaldı, arayan rahmetli Metin Toker’miş ve askerin yönetime el koyduğunu söyledi. Babam Gazeteye gitmek için hazırlanırken Başta Çetin Altan olmak üzere bütün konu komşuya haberi ben verdim
Babam, tahliye olduğu 45 yaşından vefat ettiği 1983 yılına kadar 23 yıl bu hapis cezasını onur madalyası sayarak gururla taşıdığını söylerdi her vesile ile..
Gazeteci olan 3 oğluna yani bana, rahmetli Alirıza abime ve kardeşim Saruhan’a, “ Bu onur madalyasını sizlere miras bırakıyorum. Bilin ki babanız Demokrat Parti’nin yandaş gazetecilerinden olmadı, onların edindiği servete sahip olmadı. Bu yüzden sizlere maddi değil manevi bir servet bırakıyorum” derdi.
Evet, 1971 yılında başladığım baba mesleğinde babamın 14 Temmuz 1983’de vefat etmesinden bu yana bıraktığı onur madalyasını gururla taşıyorum.
Sevgili ustam Necati Doğru şöyle yazmışsın:
“… 1 yazıdan 11 ay yediysen 15 yazıdan toplam 15 yıl… 70 yaşındasın… 85 yaşında hapisten çıkarsın… Dayan Necati…” diyordum kendi kendime…”
Fikir suçlususun,
Sen yazmışsın, O mahkemeye vermiş,
Sen yazarsın O mahkemeye verir,
Ancak bunların hepsi sana ayrı ayrı babamın deyimiyle birer, “ onur madalyası” olur…
Bu kadar çok madalyayı almak için de haklısın dayanman gerekir.
Aldığın cezayı tebrik ediyor selam ve saygılarımı sunuyorum