Çok sevdiğim laftır, “iktidar olmak muktedir olmaktır.”
Türkiye Cumhuriyetini yöneten iktidar partisi elbette parti programına uygun icraatları yapabilir.
Ancak bazı bakanlıklar vardır ki sık sık karar değiştirmemeli.
Bazı icraatlar vardır ki ulusal uzlaşma ile çıkartılmalı.
Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı.
Çağdaş modern eğitim ile ülkemizin geleceği olan nesilleri yetiştirmek “Milli” olması gereken en önemli konudur.
Ulusal uzlaşma gerektirir.
“Ben yaptım oldu” mantığı son derece yanlıştır.
Bugün İletişim Fakülteleri her yıl 4 binden fazla mezun verir. Bu kadar gazeteciyi nerede nasıl istihdam edeceksiniz?
Merhum Özal’ı 1985 yılında Hong Kong’da bir alışveriş merkezinde yakaladım alışveriş yaparken.
Bana, “bilgisayar alacağım, gel sen de al bir tane dedi.
Başbakanlığa mı alacaksınız? Diye sordum ki o yıllarda TUBİTAK, DİE gibi kurumlar dev bilgisayarlar kuruyorlardı.
“Hayır, oğlum Efe’ye alacağım. Sen de oğullarına al” dedi.
Büyük oğlum Alper 7 küçük Alp bir yaşında idi.
Şaka mı yapıyorsunuz? Evde bilgisayar olur mu? Dedim ama baktım ki 575 dolara Amstrad Bilgisayar pazarlığı yapıyor iki tane alacağız diye.
Satıcı 525 dolara inince, “ver bakalım paranı” dedi.
4’er oyun kasetini de bedava aldı.
Eve getirip kurduk oyunlar basit ve harika. Oğlanlar başından ayrılmıyorlar.
Alp ağabeyinden görmüş, öğrenmiş bilgisayara kaseti koyuyor, açıyor, oynuyor birkaç ay sonra.
Özal’a bu durumu anlattım ki bir basın toplantısında, “Bilgisayarların ithalinden vergi ve fon gibi hiçbir ek yük almayacağız ki, gelecek nesiller iyi yetişsinler. Bakın Orhan’ın 2 yaşındaki oğlu okuma yazma öğrenmeden bilgisayar kullanmayı öğrendi” dedi.
Özal teknolojiye son derece meraklı idi ama maalesef Milli Eğitim bakanlığı da YÖK’te, ANAP Hükümetleri de işsiz yetiştiren Üniversite fakülteleri yerine bilgisayar mühendisliği ve bilgisayar programları yazacak fakülte mezunları yetiştirmeyi dünden bugüne hala başaramadı.
Hindistan ise o yıllarda bilgisayar programcılığına uyandı ve bugün dünyaya bilgisayar mühendisleri, programcıları ihraç ediyor ve program satışlarından da milyarlarca dolar kazanıyor.
AKP iktidarı Genç Parti’den kaptığı, “ders kitapları bedava” ve “her ile üniversite, her ilçeye fakülte” projelerini dahi dört dörtlük yürütemiyor.
Defalarca Milli Eğitim bakanı değiştirdi Erdoğan ve baktı ki olmayacak Cumhurbaşkanlığına, AKP Genel Başkanlığına ek olarak Milli Eğitim Bakanlığını da üstlendi.
“TEOG kaldırılsın” dedi ve hiçbir uzman ve hiçbir sivil görüşü alınmadan Başbakan, Milli Eğitim Bakanı ve Müsteşarı TEOG’u kaldırıverdiler.
Tek adam diye yazdığımız zaman kızan AKP’lilere, “alışacaksınız” diyeyim bari.
Girişteki cümlemi de, ““tek adam olmak muktedir olmaktır” diye düzelteyim bari…