Merkez Demokrat Parti (MDP) adı kamuoyu tartışmasına açıldı Meral Akşener önderliğinde kurulacak yeni siyasi oluşum tarafından. Ben şiddetle karşıyım. Çünkü Türk Siyasi hayatında “emir-komuta” ile kurulan ve kısa sürede yok olan bir parti adını çağrıştırıyor.
12 Eylül Darbesinden sonra, Kenan Evren ve darbeci generallerin 1983`te siyasal partilerin yeniden kurulmasına izin vermesi üzerine emekli orgeneral Turgut Sunalp ve 40 arkadaşı tarafından Milliyetçi Demokrasi Partisi 16 Mayıs 1983’de kuruldu ve genel başkanlığa da emekli orgeneral Turgut Sunalp getirildi.
MDP, kuruluşundan hemen sonra
MDP 12 Eylül darbesinin siyasal çizgisinin savunucusu olduğunu açıkladı. Evren ve 4 kuvvet komutanının oluşturduğu Milli Güvenlik Konseyi tarafından desteklendi, kollandı ve yeni dönemin iktidar partisi olarak tasarlandı.
6 Kasım 1983’de yapılan milletvekili seçiminde çok ağır bir yenilgiye uğradı. Ancak % 23.27`sini aldı; 5’i listesindeki bağımsızlardan olmak üzere 71 milletvekilliği elde ederek üçüncü parti oldu.
6 Kasım 1983’te yapılan genel seçimlerde %45,14 oy oranıyla 400 üyeli TBMM’de 211 milletvekilliği kazanarak çoğunluğu sağladı ve tek başına iktidara geldi.
Türkçe’de sanki farklı bir parti ismi oluşturulacak kelime kalmamış gibi Merkez Demokrat Parti adının kullanılması ve partinin kısa adının da MDP olması AKP’nin ve siyasi rakiplerinin eleştirilerine iyi bir malzeme olacaktır.
Eminim Meral Hanım bu isimden çok kısa sürede vazgeçer.
Yeni partinin tüm Türk halkını kucaklayacak siyasi bir yelpaze açması beklendiğine göre bu hedefe uygun bir isim bulunması gerekir.
Evet, bugüne kadar yüzlerce parti değişik isimlerle kuruldu ama bu parti adının akıllarda kalması için, sloganlara uygun olması için, parti hedeflerine de uygun olması için çarpıcı bir ad verilmesi uygun olacaktır.
Parti isminin yanı sıra kısa adının da kolay söylenir olması, akılda kalması da en az adı kadar önem taşır.
Gelelim Partinin amblemine ki en az adı ve kısa adı kadar önemlidir. Çizilmesi kolay olmalıdır ki partililer dağa taşa parti amblemini kolayca çizebilsinler.
Şimdi gelelim diğer çok önemli konuya.
Parti programı da içerik olarak büyük önem taşır. Çünkü partinin seçmen kitlesinin kimlerden oluşacağı işte bu programın içeriğine bağlıdır.
Türkiye’de seçmenin yaklaşık yüzde 60-65’i sağ partilere oy verir, kalanı ise sol partilere oy verir.
Yeni partinin hedefi ise bugüne kadar defalarca yazdığım gibi merkezde yer alacak olmasıdır ki hem sağ hem sol seçmeni merhum Turgut Özal’ın gerçekleştirdiği gibi kucaklayabilsin.
İşte bu nedenle darbeciler MDP’si ya da daha önce kurulmuş partilerin isimlerini çağrıştıracak isim ve kısaltmalardan kesinlikle kaçınılmalıdır.
Parti programı da her kesimini kucaklayacak temel ilkelerden oluşmalıdır.