“Terörü bu hükümet bu hale getirdi. Doğrudur” diyen Karakaya, “Çözüm sürecinin yanlış olduğunu en fazla telaffuz eden, eleştiren ve 9 tane bölgesel miting ile tepki gösteren MHP’dir.
Çözüm sürecinin azdırdığı terörle bugün sonuna kadar mücadele etmek ise hepimizin görevidir. Türkiye geçmişte yapılan yanlışlardan dolayı terör bu hale geldi” dedi.
“Kandırıldım” diye hükümetin daha büyük bir vebal altına girdiğini vurgulayan MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlut Karakaya yaptığımız söyleşide sorularımı yanıtladı:
Biraz daha açar mısınız bu sözlerinizi?
Vatandaşın terör konusunda çözüm sürecinin Türkiye’yi yanlışa götüreceğini sıkıntıya götüreceğini hükümetin ‘analar ağlamasın’ projesinin aslında bir oyun olduğunu hükümetin kandırılmasını ve daha büyük bir vebal altında olduğunu 9 miting yaparak çözüm sürecinin Türkiye’yi bölmeye götüreceğini ifade ettik. ‘MHP bir şeyleri kapatmaya çalışıyor’ yaklaşımı için söylüyorum ki MHP Türkiye’nin çözülmesini engelledi.
Çözüm süreci Türkiye’de nasıl sonuçlanacaktı ki bu tepkiyi gösterdiniz?
Çözüm süreci Türkiye’yi bölecek, parçalayacaktı ki MHP bu farkındalık tavrını ortaya koymasaydı sonuçta Dolmabahçe mutabakatı nasıl sonuçlanacaktı Orhan Bey? Anayasa değişikliği ile Türkiye bölünecekti.
Başkanlık ile Federasyon gibi, Kürdistan kurulması gibi sonuçlar mı oluşacaktı?
Tabii ki sonuçta Hükümet PKK ile oturdu anlaştı, Kandil ile HDP ile anlaşıldı ve çözüm sürecinin sonuçlarında anlaşıldı. Bugün Anayasa değişikliği konusunda ileri geri konuşanlar aslında o gün öyle söylemiyorlardı.
Tehlikeyi dile getirenler de vardı değil mi?
Evet, Anayasa’nın ilk 4 maddesini de değiştirmek isteyenler vardı o günlerde ama bugün halel getirilmedi ise MHP sayesindedir.
MHP için “AK Parti’nin bastonu, dayanağı oldu şeklindeki eleştirilere ne yanıt vereceksiniz?
AKP’nin vagonu oldu, bastonu oldu diye eleştiriler var. Ancak bakın MHP’nin politikalarında değişiklik var mı? Dün ne diyorsa terör ve çözüm konusunda, diğer terör örgütleri konusunda değişmesi var mı? Üniter yapı ile ilgili bir değişmesi var mı? Yok.
Ama Devlet Bahçeli’nin değiştiği yolunda eleştiriler var değil mi?
Oraya geleceğiz peki ama MHP mi AKP çizgisine doğru değişti, AKP mi MHP’nin ilkeleri çizgisine doğru geldi. 7 Haziran öncesi ve sonrası özellikle terörle mücadele konusunda bir değişimi var mı? Çözüm süreci 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra çöktü ve PKK ile asıl mücadele başladı. MHP haklı çıktı.
Adalet ve Kalkınma Partisi MHP’nin görüş ve düşüncelerine yaklaştı terör konusunda. Çözüm denilen projenin çözülme yapmasını MHP engelledi. AK Parti de birebir olmasa da MHP’nin görüşlerini uygulamaya başlamıştır.
Sayın Bahçeli ısrarla, “Başkanlık Öcalan’ın projesidir, Türkiye’yi bölme projesidir, Türkiye’yi felakete götürür diyordu ve AK Parti ile HDP’yi Anayasa değişikliği konusunda anlaşmakla eleştiriyordu. Evet, terör konusunda çözüm sürecinde sert tavır gösterdi. Ancak 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra Başkanlık konusu dondurulmuş iken AK Partiye bir asist yaparak Başkanlık sistemini gündeme getirdi ve mutabakat sağlandı. Sayın Bahçeli Başkanlık konusunda neden geri adım attı?
Burada Sayın Bahçeli’nin ve MHP’nin parlamenter sistem konusundaki görüş değişikliği yok. Bazı şeyler var ki gönlünüz bir şey ister ama başka bir sonuç çıkar. MHP’nin hassasiyetleri var. Önce ülkem ve milletim sonra partim diyor MHP. Kendisinin zarar görme pahasına da olsa bu bakış açımız var. Şimdi Sonsöz Gazetesi olarak burada harika ileri teknoloji bir matbaanız var. Burada bir yangın çıksa, binaya sıçrama tehlikesi olsa ben de sönmesini istiyorum binada olan herkes gibi. Biz ayni binanın içindeyiz başka binamız başka ülkemiz yok. Öncelikle yangını kontrol altına almamız lazım. Doğru ya da yanlış yaptı demek başkadır. Elinde yangın söndürme anahtarı olan görevliyi döversek yangını önleyemez ki. “Ey hükümet terörle mücadele konusunda sonuna kadar arkanızdayız destekliyoruz ve muhalefet de yapmayacağız” diyoruz MHP olarak.
Terörle mücadelede evet büyük destek veriyorsunuz hükümete
Günümüzde artık ülkeler savaşmıyorlar. Terör örgütü ile ülkelere büyük zararlar veriyorlar. İdeal veriyorlar, canlı bombalar gönderiyorlar. DEAŞ var PKK var FETÖ var, var da var. Yangını çıkaranın boğazını sıkarsınız ama yangını söndüremezsiniz. Türkiye’nin yarısını ötekileştirmeye çalışan hükümet Türkiye’yi bu duruma getirdi ama öncelik yangını söndürmek ülkeyi kurtarmak ki yönetim “ben bu yangını söndüreceğim” diyor ve bizde de MHP olarak “sonuna kadar destekleyeceğiz” diyoruz.
Evet bu desteğinizden dolayı eleştiri yok
Orhan Bey hiçbir şey ülkemizde artık 15 Temmuz öncesi gibi değil. Türkiye ciddi bir şekilde makam değiştirdi, farklı bir yere savruldu. Şimdi sorunuza geliyorum. Diyebilirsiniz ki, “ben yangını çıkartanın ümüğünü sıkayım” ama O’nun ümüğünü sıkarken aslında kimin ümüğünü sıkacaksınız? Bakın anlatayım siyasi hesaplarla “fırsat bu fırsat” dersek ülke yanar hepimiz de yanardık.
Peki yangını çıkartanlardan, Türkiye’yi 15 Temmuz’a getirenlerden hesap sorma ne olacak?
Şu anda zamanı mı Orhan Bey?
Tarafsız bir Gazeteci olarak vatandaşın haber alma hakkı çerçevesinde sormak durumundayım
Kararını verecek ve kendimi yargı yerine de koyacak değilim. Ama herkes yaptığının yani suçun da cezasına katılacak. Zorunluluk hali yani mücbir neden vardır. Biz zamanında uyarılarımızı da yaptık. Hata ile yanlış ile dikkatsizlikle yapılmış ama yangın çıkmış. Ondan sonra hesap vermeye de sıra gelecektir ki herkes yargı önüne çıkmıştır ki bakın 12 Eylül darbesini yapanlar da yıllar sonra yargılanmışlardır. Vakti zamanı geldiğinde hukuk işler varsa suçlular hesabı yargıda sorulur. Öncelik şu, yangını söndürelim ki önce vatan ve millet diyoruz biz MHP olarak. Milletin terör konusunda uyanması lazım Orhan Bey. Siyaseten hesap sorma yeri demokrasilerde sandıktır. Bunu anlatamıyoruz. Yarın seçimde vatandaştan hesap sormalarını da söyleyeceğiz elbette.
Millete havale ediyorsunuz
demek ki
Milleti ve ülkeyi siyasetin üzerinde tutmaya çalışıyoruz. Vatandaş elbette sizden bu soruları sormanızı bekliyor. Bu fırsatı verdiğiniz için de teşekkür ediyorum size elbette.