Kemal Kılıçdaroğlu gaflarınla lider olamadığını da amacını da biliyorum
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olup kendisi için oy kullanamayan, Başkanlık Anayasası konuşmasını Deniz Baykal’a yaptıran ve oylamaya katılmayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi gafları gündemde.
Türkiye’de demokratik parlamenter rejimin yerine Başkanlık rejimini getirecek Anayasa teklifi üzerinde CHP grubu adına konuşma yapma sorumluluğunu Deniz Baykal’a devretti..
Deniz’in yaratacağı Tsunami’ye umudunu bağladı.
Hani büyük depremlerden sonra özellikle okyanuslarda meydana gelen ve çok can kaybına neden olan dev Tsunami dalgaları var ya.
Deniz Baykal’ın “tarihi” olarak değerlendirilen konuşmasına elbette diyecek yok.
Siyasi kariyeri ile sadece milletvekillerine değil topluma ders olan bir söylev ortaya koydu Baykal.
Elbette alkışları ve övgüyü de hak etti.
Peki, CHP Genel Başkanı bu “tarihi” konuşmayı neden yapmadı ya da yapamadı?
Danışmanları mı yetersiz?
Akıl hocalarında mı hatalı yönlendirme?
Ben nedenini bilemem ama bildiğim siyasetin hataları affetmediğidir.
Lider olmak ile Genel Başkan olmak arasındaki farkı bilirim.
Şöyle bir düşünün Türk siyasi tarihinden gelip geçen merhum liderleri.
Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alpaslan Türkeş, Necmettin Erbakan ve Turgut Özal.
Hangisi liderliği ne zaman bir kenara bıraktı siyasi kariyeri boyunca?
Hiçbir zaman.
İşte birinci gafı siyasi liderliği Deniz Baykal’a bırakmasıdır Kılıçdaroğlu’nun
MHP’LİLERDEN NASIL “HAYIR” OYU İSTEYECEK?
Gelelim diğer gaflarına.
Kılıçdaroğlu, “ 9 Ocak’ta televizyonlarınızı açın mücadelemizi göreceksiniz” dedi ama
AKP / MHP ortak başkanlık/tek adamlık Anayasa değişikliği teklifinin geneli üzerinde yapılan Meclis’teki gizli oylamaya katılmadı.
Neden gizlenmeyi tercih etti? Vatandaş o mücadelede Kılıçdaroğlu’nu göremedi.
Peki, ne gördü söyleyeyim mi?
Meclis CHP kulisinde Kemal beyi Başbakan ve AKP Genel Başkanı Binali Yıldırım ile çay içip sohbet ederken gördü. Espriler havada uçuştu.
Ah Kemal Bey, Vah Kemal Bey “mücadeleniz” bunlar mıdır?
Yarın görüşmeler tamamlandığında MHP milletvekillerine hatta AKP milletvekillerine “hayır” oyu verin çağrısı yaptığında “sen hayır oyu vermedin ki, bizden bekliyorsun” deseler ne yanıt verecek?
Yarın referandum olur ve “hayır” mitinglerinde milletin karşısına çıkacak olan Kılıçdaroğlu’na “sen hayır oyu vermedin ki, bizden bekliyorsun” diye slogan atsalar ya da pankart açsalar ne yanıt verecek?
Yoksa tüm bu kampanyanın taşeronluğunu Deniz Baykal’a mı ihale edecek?
Kemal Bey,
Siyaset hata affetmez.
Bir değil, iki değil ben üç siyasi gafını yazdım.
Son gafını da yazayım da ben sağ, sen selamet diyeyim.
Kemal Bey şunu bil ki, seni 15 Temmuz’da bir tankın önünde görmeyi çok arzu ettim Bu vesile ile bence en önemli gafını da yazdım ki içimde kalmasın.
Ben gaf dedim sen hata de, ben dost acı yazar derim sen “haksızsın” diyebilirsin.
Ancak liderliğin gerektirdiği siyasi zaferlere imza atmak için kılıç çekme ustası olman gerekli Kılıçdaroğlu
Demokratik laik sosyal devlet rejiminin yok edilmemesi için verilen bu savaşta sevgili Bekir Coşkun’un yazdığı gibi ya CHP grubunu Meclis’ten toptan istifa ettirerek komutanlığı seç ya da olağanüstü Kurultay ile sen istifa et.