Cemaat ile hükümet arasındaki mücadele yargı’da sürüyor
Paralel yapı soruşturması çerçevesinde tutuklu bulunan Samanyolu TV yöneticisi Hidayet Karaca ve tutuklu tüm polisler hakkında İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi tahliye kararı verince adliye karıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanlığı devreye girdi, tahliyeler engellendi.
Paralel yapı ile mücadelede hükümet en sert tedbirleri alırken hafta sonu yaşanan “tahliye krizi” yargı içinde de cemaat-hükümet mücadelesinin sürdüğünü ortaya koydu.
Peki, yargı bu kadar taraf olmuşken vatandaş yargıya nasıl güvenecek? İşte günün yanıtlanması gereken en önemli sorusu budur.
AK Parti hükümeti 13 yıl boyunca defalarca yargı reformu yaptı. Anayasa değişikliği ile yargıda önemli yapılandırmalara imza attı.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yeniden yapılandırıldı ve Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Fenerbahçe gibi operasyonlara imza atan polisler, savcılar, hâkimler tayin edilerek bazıları hakkında da davalar açıldı, tutuklamalar peş peşe geldi.
Paralel yapı soruşturması çerçevesinde tutuklu bulunan Samanyolu TV yöneticisi Hidayet Karaca ve tutuklu tüm polisler hakkında İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi tahliye kararı verince adliye karıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanlığı devreye girdi, tahliyeler engellendi.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanı ve Adalet Bakanı Kenan İpek, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin “paralel yapı” soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunan kişilerin tahliyesine yönelik kararının arından, HSYK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından denetim amacıyla 2 başmüfettişin görevlendirildiğini, denetim kapsamındaki inceleme ve soruşturma yetkilerine istinaden olaya el konulduğunu bildirdi.
Aslında Mahkeme kararları her ne olursa olsun uygulanmalıdır. Savcılık teşkilatlarının mahkeme kararlarının uygulanıp uygulanmayacağını denetleme hakkı yoktur. Asliye ceza mahkemelerinin hatalı bir karar verdiği düşünülüyor ise yapılacak şey bir üst mahkeme olan ağır ceza mahkemesine itiraz etmektir.
HSYK başmüfettişleri de verdikleri ön raporda 29 ve 32. Asliye ceza mahkeme Başkanlarının görevden alınmasını önerdi. Ayni saatlerde ise 32. Asliye ceza mahkemesi dosyayı yeniden “ Tahliye edilsinler” talebiyle İnfaz Savcısına gönderdi.
HSYK 2.Dairesi de olağanüstü toplandı.
Kim haklı, kim haksız belki de çok önemli değil. Bence önemli olan vatandaşın bu yargıya nasıl güveneceğidir.