Cumhuriyetin kuruluşunda Mustafa Kemal Atatürk’ün dönemindeki antlaşmalara bakın bir de günümüzde yapılan ve uygulanmayan antlaşmalara bakın ne demek istediğimi anlarsınız. Ne 6 milyar Euro geldi ne de vizesiz Avrupa kapısı açıldı.
Türkiye giderek artan dozda; sıkıntılı günler, çözümsüz siyasi gelişmeler ve dış politikada yalnızlaşma yaşıyor.
Hani bir Başbakanımız vardı ya Ahmet Davutoğlu hatırladınız mı?
Geldi, rüzgar gibi geçti.
Peki, çok mu başarılı idi. Yooo.
Suriye, Mısır, Rusya, Libya hep onun Başbakan danışmanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığında çok büyük sorunların içine itildi Türkiye.
İç siyasette başarı kazanmasını bir kefeye, dış politikada Türkiye’nin başına çorap örmesini diğer kefeye koyup tartarsanız “Başarısızlık” ağır basar.
Başbakanlığı döneminde Türk halkının ağzına bir parmak bal çaldı.
Schengen vizesinin 1 Haziran’da kaldırılacağını müjdeledi.
Nerde o günler.
Nerde Davutoğlu?
Nerede Türkiye’nin itibarı?
Lüksemburg’da toplanan AB içişleri bakanları “vize muafiyetinin gecikecek. Türkiye kriterleri yerine getirsin” dediler ya nedir bu söz verdiğimiz kriterler?
Hangilerini neden yapamadık?
Yapamayacağımız bir konuda neden söz verdik?
Haydi, Cumhurbaşkanı ayıkla pirincin taşını bakalım.
Cumhurbaşkanının pirincini ayıklamasını istiyorum çünkü fiili Başkan o ya.
Neden Binali Bey kardeşimize yük olsun ki?
O düşük profilli Başbakan.
Mülteciler kaldı ülkemizde.
Geri gönderme mi desem, yediğimiz AB kazığı mı desem ne desem bilemiyorum.
Ne 6 Milyar Euro’dan bahseden var, ne Schengen vizesinin kalkacağından bahseden var hükümet cenahından.
Peki, o zaman fiili Başkan’a soralım?
Nerede Avrupa’dan gelecek Euro’cuklar?
Nerede vizesiz Avrupa?
Amerika YPG ile kazık atar, Avrupa Birliği hayali Euro ve vizesiz Avrupa vaadi ile kazık atar.
Erdoğan’da Avrupa tarafından aldatılmanın sonucunda Suriyelilere vatandaşlıktan söz eder.
AK Parti iktidarlarının ne günahı var?
Bütün suçlu ana muhalefet partisi CHP’de.
Haydi yumurta atın, çelenklerini parçalayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun.
Burası Türkiye.