Türkiye IŞID ile ilk kez Musul Başkonsolosluğumuzda 49 diplomatımızı esir alması ile karşı karşıya geldi. İkinci kriz Süleymanşah kabri konusunda çıktı ve Türk Silahlı Kuvvetleri gece operasyonu ile kabri IŞID yıkımından kaçırdı.
35 yıldır PKK ile mücadele eden Türkiye yanlış Orta Doğu politikası nedeniyle başına IŞİD’midir, DAEŞ’mıdır yeni bir bela sardı. Türkiye 2014 yılı Haziran ayında Musul Başkonsolosluğumuzu basarak 49 diplomatımızı esir alan DAEŞ militanları ile ilk kez karşı karşıya geldi. 101 gün süren esaret sonunda esirler serbest bırakıldı.
21 Şubat 2015’de ise DAEŞ tehdidinin yoğunlaşması nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri gece yarısı operasyonuyla Süleyman Şah türbesini, Suriye ’nin Halep kentinin Karakozak Köyü’nden Türkiye sınırına yakın Eşme Köyü’ne kaçırdı.
Kobani’yi ele geçirmesi üzerine Kürt Peşmergelerin Kuzey Irak’tan Kobani’ye Türkiye üzerinden geçişine izin veren Türkiye bu tavrı ile bir kez daha IŞİD’le karşı karşıya geldi.
Adım adım Türkiye sınırına yaklaşan IŞİD yaralı militanlarının Türkiye’de tedavilerinin sağlanmasının engellemeye başlaması nedeniyle Türkiye’ye karşı da terör eylemlerine başladı.
Suruç’ta IŞİD mensubu terörist canlı bomba 32 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden oldu.
Geçtiğimiz gün bir astsubayımızı Şehit eden IŞİD’e karşı önceki gece Türkiye F-16’lar ile IŞİD mevzilerini bombaladı ve 35 militanının öldürüldüğü açıklandı.
Amerika Başkanı Barack Obama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı arayarak IŞİD konusunda alınacak önlemleri konuştu ve bu görüşmeden sonra İncirlik üssünün Amerikan uçaklarına açılması kararı açıklandı.
Gerek Hava Kuvvetlerimizin IŞİD militanlarını bertaraf etmesi, İncirlik üssümüzü IŞİD ile mücadele için Amerika’nın uçaklarına açmamız IŞİD’in Türkiye’ye karşı eylemlerini arttırabileceğini de ortaya koyuyor.
Dün 13 ilde polisin başlattığı IŞİD operasyonunda canlı bomba olmaya hazırlanan bir militan öldürüldü, 251 kişi gözaltına alındı.
İşte tüm bu gelişmeler Türkiye’nin adım adım orta doğu bataklığına sürüklendiğini ortaya koyuyor.
İki gündür işte bu tehlikelere karşı AK Parti ve CHP genel başkanlarını uyarıyor, bir an önce hükümet kurmalarını öneriyorum.
Bu gelişmeleri göre göre Türkiye’yi erken genel seçime götürmenin risklerini de işte bu yazıda ortaya koydum.