Verdikleri hiçbir sözü tutmadılar ki…
58 yıldır kapısında beklediğimiz Avrupa Birliği sabrımızı taşırdı. Yeter artık. İktidarı ile muhalefeti ile AB kapısını vuralım yüzlerine kapatalım bu kapıyı. Yapın referandumu görün sonucu Türk milleti AB kapısında hor görülmeyi asla istemiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “gelirim Almanya’ya” diyor.
Hayır, sakın gitme ve AB’ye, “one minute” den daha ağır meydan okuyalım 80 milyon Türk vatandaşı olarak.
Örneğin Türk vatandaşlarının Avrupa bankalardaki milyarca Euro tutan birikimlerini Türkiye’deki bankalara aktarılması kampanyasını başlatalım.
Gümrük Birliği ile AB ürünlerine verdiğimiz indirimleri kaldır, Amerika, Çin ve Uzak doğu devleri olan ülkelere ayni hakları verelim.
Sığınmacılara kapıları kapatmamız karşılığında 6 Milyar dolar ve Schengen vizesini kaldırmayı vaat ettiler ama sözlerini tutmadılar ya, açalım kapıları Avrupa ülkelerine akın akın gönderelim 3,5 milyon sığınmacıyı.
Türkiye 31 Temmuz 1959’da Avrupa’ya tam üyelik için başvurdu ama 58 yıldır bize açmadıkları kapıları bizden başka her ülkeye sonuna kadar açtılar.
Yeter artık, yeter.
Bakanlarımızı Avrupa’da küçük düşürüyorlar, Türkiye’yi AB üyesi yapmamak için her engeli çıkartıyorlar.
Türk vatandaşlarına ülkelerinde 2. Sınıf vatandaş muamelesi yapıyorlar.
Hele hele 80 milyon vatandaşına inat PKK terörüne 30 yıldır yardım ve yataklık yapıyorlar.
PKK’ya para, silah, mühimmat başta her türlü desteği veriyorlar.
Türk ve Kürt ayrımını körüklüyor, bizi birbirimize düşürmek için her türlü siyaseti açıkça yapıyorlar.
Türkiye’de mahkûm olan, aranan teröristlere kucak açıp iade etmiyorlar.
Bakın FETÖ’cülere hepsi Avrupa ülkelerine kaçtılar.
15 Temmuz darbe girişiminde bulunan askerlere sığınma izni veriyorlar, Türkiye’ye iade etmiyorlar.
Ya kumpasçı savcılara, hâkimlere ne diyelim? Binlerce kişiyi sahte belgelerle Silivri’de yıllarca mağdur eden polisler, savcılar ve hâkimler bugün Avrupa ülkelerinde ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar.
Nerede demokrasi?
Nerede bize verdiğiniz insan hakları dersi?
Şimdi utanmadan sıkılmadan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Bakanlarına “konuşma yasağı” uyguluyorsunuz.
Ey iktidar ve muhalefet partileri 48 yıldır gazetecilik yapan 65 yaşındaki bir Türk vatandaşı olarak, “hayır “ diyorum, “tam üyelik istemiyorum” diyorum.
AB kapısında 59. Yılı da sonraki yılları da asla beklemek istemiyorum.
Ve ne olacak ise olsun AB’ye tam üyelik başvurumuzu da gümrük birliği anlaşmamızı da acilen donduralım tek yanlı olarak diyorum.
Unutmayalım ki Birleşmiş Milletler kurulduğunda “Türkiye üye olsun” diyenlere büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, “Hayır biz başvurmayız, onlar Türkiye’yi davet etsinler” dedi ve bu davet hemen geldi.
Devlet adamlığı da devlet olmanın ağırlığı da budur.
Türkiye bugün de ayni kararlılıkta olmalıdır.