Türkiye’de siyasi yapı 2019 seçimlerine kadar çok önemli gelişmelere gebedir. AKP’nin karşısında oluşacak yeni muhalefetin şekillenmesi adımları tek tek atılmaktadır ki adını, “Demokrasi mutabakatı” koyabilirim.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meral Akşener ile yaptığı iftar yemeğinin şifrelerini çözeyim.
Cumhurbaşkanı takviyesi alan AKP’nin “gençleşme ve yenilenme” adımları dikkatle izlenirken muhalefet kanadında “Demokrasi mutabakatı” adımları peş peşe atılıyor.
CHP’de parti içi muhalefet kurultaya hazırlanırken Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun hedefi kurultay değil.
Kemal Bey 16 Nisan’da oluşan hayırlı cepheyi toplumsal mutabakat ile siyasi güç birliğini sağlamak için büyük çaba gösteriyor.
Bu çaba Saadet Partisi, Demokrat Parti, Vatan Partisi ve MHP’nin seçmen tabanının büyük destek verdiği MHP muhalifleri ile CHP arasında “Demokrasi mutabakatı” sağlanmış durumda.
Tarafların kurmaylarının yakında ortak çalışmalara adım atmaya başladıklarını görebiliriz.
Bu mutabakata DSP, ANAP, DOĞRU-YOL ve BTP gibi birçok parti ile sivil toplum örgütlerinin de destek verecekleri anlaşılıyor.
Sivil toplum örgütlerinin başında da kuşku yok ki Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu geliyor.
“Demokrasi mutabakatı” çerçevesinde hazırlanacak yepyeni bir anayasa metni için Feyzioğlu’nun TBB ile vereceği katkı gerçekten çok önemlidir.
16 Nisan öncesi kısıtlı anayasa değişikliği konusunda ekibi ile çalışma başlatan Feyzioğlu adım adım gezdiği Türkiye’den önemli deneyim de kazanmış durumda.
Demokrasi mutabakatının tarafları bütünleştirici ve milleti sürükleyici ana unsurunun “Yepyeni Anayasa” olması gerekir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yerine güçlendirilmiş, sorunları çözülmüş demokratik parlamenter rejimi öngören yepyeni anayasa sadece muhalif seçmen tabanını değil inanıyorum ki AKP’nin sağduyulu tabanını da etkileyecektir.
Bu toplumsal mutabakat ile 2019’a gidişi hazırlamak için kuşku yok ki 16 Nisan’da oluşan hayırlı işbirliğini sağlayan seçmen tabanı nezdinde çok önemli ve aktif çalışmalar yapılması gereği de ortadadır.
Bu çalışmanın olmazsa olmazı 16 Nisan’da Hayır oyu veren seçmen tabanıdır.
AKP’nin MHP ile işbirliği 2019’a kadar sürecek değildir. Eğer sürer ise MHP bırakın % 10 barajını aşmayı çok daha düşük oranda oy alabilir MHP tabanından.
MHP kurmayları ile Bahçeli’nin bu birlikteliği sonlandırmak için fırsat kolladıkları da bilinmektedir.
Ancak Genel Başkan Devlet Bahçeli değişmeden MHP’nin toplumsal mutabakat içinde yer alması ve AKP’ye karşı siyaset yapması beklenemez.
Eğer 2018’de MHP delegeleri partide yeni yapılanmaya imza atmazlarsa partinin erimesini engelleyemezler.
Aslında yönetimi tamamıyla yenilenen MHP’nin hayırlı işbirliğine vereceği destek 2019’da yapılacak 3 seçimde de AKP’nin kaybetmesini sağlar.
MHP’nin sağduyulu ülkücü delegelerine de büyük sorumluluk ve görev düşmektedir.