Sadece siyasetçilerin değil, işadamlarının, bürokratların, spor kulübü yöneticilerinin hatta gazetecilerin özetle her bireyin hırsı aklının ötesine geçmemelidir.
Hırs, elbette akıl ve mantık sınırları içerisinde olmalıdır.
Akıl ile yapılırsa olumlu karar, hırs ile yapılırsa zarar olur.
Muharrem İnce’den söz ediyorum.
Cumhurbaşkanlığı yarışında da hırsı aklının ötesine geçti, ağzından çıkanı kulağı da duydu ama sonunda pişman oldu.
Apolet sökme söylemi en çarpıcı örnek oldu.
Millete, “Kemal Bey’in karşısına asla aday olmam” sözünü ise 24 Haziran sonrası çiğnemesi hiç etik olmadı.
Konuştukça battı,
Haykırdıkça küçüldü,
Saldırdıkça itibar kaybetti,
Yaramaz çocuklar gibi, “kurultay isterim, kurultay, kurultay” diye takılmış plak gibi tekrarlayıp duruyor.
Sosyal medyadan paylaştığı şu cümlelere bakar mısınız?
“Olağanüstü Kurultay için imza verenleri disipline vererek yüzsüzlük yapmayın. TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağıracağınıza olağanüstü kurultayı toplayın. Arkadaşlarımı disiplin kuruluna göndereceğinize yüreğiniz varsa beni gönderin”
Şu ifadesi yenilmez, yutulmaz…
“… Yüzsüzlük yapmayın…”
Kime bu sözler?
Genel Merkeze mi?
Kemal Kılıçdaroğlu’na mı?
Ne fark eder ha ali ha veli değil mi?
Erkekçe isim vererek Kemal Bey’e hitap etsene.
Genel Merkez’i de CHP’yi de Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun temsil ettiğini çocuklar bile bilir.
Siyaset mertçe, üslubunda yapılmalıdır.
Dün seni Cumhurbaşkanı adayı yaparken Kemal Bey “iyi adam” idi,
Bugün Kurultay için yeterli imza olmadığı için kurultayı toplamayan Kemal Bey, “kötü adam” değil mi?
Şu “yüzsüzlük” suçlamana da fena taktım Bay Muharrem.
Adına da sanına da hiç yakıştıramadım.
“Ağır ol da molla desinler” sözünü sana öğretmediler mi?
Muharrem ayı demek aşure demektir.
Aşure’ye çeşit çeşit ürün katılır ama çok lezzetli bir tatlı ortaya çıkar.
Görüyorum ki senin söz ve davranışların bırak aşure tadı vermeyi turşu tadında bile değil.
Soyadın gibi “İnce” hiç değil.
CHP’yi mahvettiğinin hala farkında değil misin?
Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı yaptığın saldırılarda hak, hukuk, adalet var mı?
Yaptığın her saldırının CHP’den seçmen kaçırdığının bilincinde değil misin?
Ağzını tutamıyor musun?
Aklınla hareket edemiyor musun?
Yoksa etrafındakilerin dolduruşuna mı geliyorsun?
Önce şu fıkrayı oku sonra da birlikte ders çıkaralım.
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bilimsel bir araştırma için köyün yakınındaki tarlada buluşmuşlar.
Şiddetli bir yağmur bastırınca yakındaki Temel Ağa’nın evine sığınırlar.
Temel bir şeyler ikram etmek için yanlarından ayrılır ki sobanın yerden bir metre kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerinde olması dikkatlerini çeker.
Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair fikirlerini söylerler.
Kimyacı, “adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış” der.
Fizikçi, “adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş” der.
Jeolog, “burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış” der
Matematikçi, “sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış” der
Antropolog, “adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş” der
Temel elinde çay tepsisi girer girmez sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar.
Temel cevap verir.
“Boru yetmedi.”
Cumhurbaşkanlığı adaylığına kadar yükseldin ama çapın, aklın, kariyerin “yetmedi” Muharrem Bey kardeşim unutma, “keskin sirke küpüne zarar verir.”
Küp de sabır taşı da çatladı…
The post İnce, ağır ol da molla desinler appeared first on Sonsöz Gazetesi • Haberler, Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete.
Source: Orhan Uğuroğlu Sonsöz Yazıları