Fırsatlar ülkesi canım Türkiye’m

Türk telekom

Türk Telekom Üst Yöneticisi Paul Doany Anadolu Ajansına, “… Türkiye pazarı gerçekten fırsatlarla dolu” diye konuştu.

4 Milyar 700 milyon dolar borcu bankalarımıza takan, siyasi koruma altına alınarak bu borcu ödettirilmeyen, devletin yüzde 55 hissesini bankalar rehin veren tekrar devletleştirilmeyen sanki Türk Telekom değil ki Doany, “Türkiye pazarı gerçekten fırsatlarla dolu” diyebiliyor.

Fırsatlar ülkesi canım Türkiye’m verilen fırsata bakar mısınız?

4 Miyar 700 milyon dolar borcu ödememe fırsatı.

1 Dolar 6,10 Türk Lirası olduğuna göre,

28 Milyar 670 milyon Türk lirası borcu ödememe fırsatı.

Türk Telekom’un milyarca lira değerindeki gayrimenkullerini satıp paraları cukkalama fırsatı.

Alt yapı yatırımlarını yapmayıp yıllık karları da cukkalama fırsatı.

Atanan bürokratlara dünyalarca maaş ödeyen Türk Telekom değil mi?

Nasıl da, “Fırsatlar ülkesi Türkiye” diye itiraf ediyor gördünüz mü?

100 – 200 lira borcunu ödemedi diye vatandaşların evlerine, maaşlarına icra gönderen Türk Telekom’a tanınan “siyasi fırsat” neyin nesidir?

Bu hortumlamayı kim ya da kimler koruyor acaba?

30’a yakın banka alacağını tahsil etmek için neden Türk Telekom’a el koymuyor ki?

Devlet hisselerinin rehin almanın bankalarına bir güvence sağlamayacağını o bankaların yöneticileri bilmiyor mu?

Biliyorlarsa hangi siyasi talimat ile bu krediyi açıyorlar acaba?

2003’DE EL KONULAN BANKALAR VE ŞİRKETLER UNUTULDU MU?

AKP 2002’de tek başına iktidara geldikten sonra, dönemin FETÖ’cü siyasetçi, bürokrat, polis, savcı ve hâkimleri ile birçoğu “yerli ve milli” bankalara, bu bankaların sahip ve ortaklarının “yerli ve milli” şirketlerine “hortumlama” gibi bir gerekçe yaratarak TMSF tarafından el konulmasını sağladı.

Bu bankaların sahiplerinin en önemli suçları kendi şirketlerine “yasalardaki limitleri aşarak” kredi kullandırmalarıdır.

Bu krediler ile banka sahipleri Türkiye’deki “yerli ve milli” şirketleri ile özelleştirme ihalelerine girdiler ve zarar eden devlet şirketlerini devlete milyarca lira ödeyerek satın aldılar.

Bu zarar eden devlet şirketlerine yatırım yaparak kar eden ve devlete vergi ödeyen ve istihdam yaratan şirketlere dönüştürdüler.

Telsim, Türkcell gibi yeni ve ileri teknoloji gerektiren dev telekomünikasyon yatırımları yaptılar.

Demir çelik, petrokimya, radyo TV, baraj, fabrika, yatırımları ile üretime ve istihdama büyük katkı sağladılar.

O günlerde Uzan Holding Ankara Koordinatörüydüm ki dönemin başbakanları ve özelleştirmeden sorumlu bakanları ile Özelleştirme Başkanı yeni bir özelleştirilecek şirket ilanı yayınlandığında bu ihalelere Uzan grubunun girmesi için beni ararlardı.

Bunları neden anlattığımı anlamışsınızdır ama 2003 yılında el konulan bankaları da hatırlatarak “fırsatlar ülkesi Türkiye” konusuna döneyim.

TYT Bank, İmpeks Bank, Marmarabank, Türkbank, Egebank, İnterbank, İktisat Bankası, Etibank, Toprakbank, EGS Bank, Yurtbank, Bank Ekspres, Esbank, Bank Kapital, Pamukbank, Demirbank, Ulusal Bank, Yaşarbank, Sitebank, Tarişbank, Kentbank, Sümerbank, Bayındırbank, İmar Bank ve Adabank.

Bu Bankalar “yabancılara” bir bir satıldı ki kamu bankaları ve İş Bankası hariç kalan bankaların yüzde 90’nı yabancıların kontrolündedir. Tüm Bankacılık sisteminde ise bu oran yüzde 50’dir.

El konulan birçoğu “yerli ve milli” 25 bankadan bazılarının sahiplerinin tüm şirketlerine el konuldu, bazılarına ise borçlarını ödemesi için süreler verildi.

Yani yasalar siyaset farklı farklı uygulandı.

Örnek vereyim.

İmar bankasının 6 Milyar dolar borcuna karşılık Uzan grubu sahiplerinin hatta bebekleri dahil tüm şirketlerine ve mal varlıklarına el konuldu.

Yapı Kredi Bankasının 6,5 milyar dolar borcuna karşılık Çukurova grubu sahibi Mehmet Emin Karamehmet’e borcunu şirketlerini satarak ödemesi için süre verildi.

Peki, bankalara 4,7 milyar dolar borç takan, devlet hisselerini bankalara rehin veren Türk

Telekom’a ve Öger Telekom’a, Öger ailesinin tüm şirketlerine neden el konulmadı?

El konulamıyor?

Şu mübarek kurban bayramında yaşanan bu döviz krizinde bu büyük müsamaha neden?
Doany diyor ki,

“Kararların çok daha hızlı alınabilmesi adına yeni Cumhurbaşkanlığı sisteminin çok faydalı… Türkiye’de pazar çok büyük. Vergi teşvik sistemi ve yasalar yeni işlerin kurulabilmesi için oldukça destekleyici. Daha değişik yatırımcıların da ülkeye gireceğini düşünüyoruz.”

Aman aman, Allah Türkiye’mi bu fırsatçı (!) yabancı yatırımcılardan korusun.

Doany Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeni sistem konusunda yağ çekerken “Spekülatif tarzda yatırımcıyı cezalandırmadan, ama iyi yatırımcıyı da ödüllendirmenin yolunu buldu” diye itirafta da bulunuyor.

Ya 2003 yılında FETÖ’cülerle işbirliği yapan AKP’nin cezalandırdığı “milli ve yerli” %100 Türk sermayeli Türk şirketlerinin sahipleri ve ortakları ne olacak?

Bence yeniden yargılanmalarının yolunu açacak yasal düzenlemeler yapılmalı, “iade-i itibar” o günkü FETÖ mağdurlarına da sağlanmalıdır.

%100 “yerli ve milli” Türk şirketi Telsim’in, % 100 İngiliz Vodafone olması çok acı bir örnek değil mi?

The post Fırsatlar ülkesi canım Türkiye’m appeared first on Sonsöz Gazetesi • Haberler, Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete.

Source: Orhan Uğuroğlu Sonsöz Yazıları