Milli Gelir 17 bin dolar

Milli gelir milli gider

Adam başına düşen yıllık gelir artmış!

Milli gelir milli gider
Milli gelir 17 bin dolar

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan müjdeledi…

Adam başına düşen yıllık milli gelir 17 bin dolara çıkmış!

Bu TÜİK rakamlarına dayalı bir açıklamadır elbette.

TL’ye çevirelim: Adam başına yıllık gelir 59 000 lira olur.

Yıllık ortalama 236 bin lira giriyor demektir…

Aylık gelire çevirirsek kişi başına 19 bin 66 lira demektir.

Tavandan 40 yıl prim ödeyen bendenizin emekli maaşı 26 bin lira…

22 bin lira asgari ücret alan bir emekçi için bile düşük kalıyor.

Milyonlarca emekçi ve emeklinin 28 bin TL’lik açlık sınırının altında gelire talim ettiğini sabah akşam gazeteler yazıyor

Demem o ki, 4 kişilik ailenin aylık geliri 19.066 x 4 = 76 bin 264 lira eder.

Peki bu paraları hangi aile kazanabiliyor?

Kimlerin cebine giriyor?

Yıllık milli gelir kişi başına 17 bin dolar ise aylık milli gelir kişi başına 1.417 dolar demektir.

Dolarla mı kazanıyoruz? Hayır.

Bütçemiz bu dolarlarla dolar mı? Hayır.

O halde bize ne kişi başına düşen milli gelirden?

Gerçek şudur: Türk Milleti fakirleşiyor ve sosyal yardımlara muhtaç duruma düşüyor.

Esas haber bu sorunun yanıtında gizli…

Türkiye’nin Milli Gelirde Hedefi

Türkiye’nin hedefi; istikrarlı, sürdürülebilir, üretim odaklı ve gelir dağılımı adaletini sağlayan bir yapı kurmak olmalıdır.
Bunun yolu; hukuk güvenliğinden bilimsel eğitim politikalarına, tarım ve sanayi reformlarından teknoloji yatırımlarına kadar geniş bir alanı kapsar.
Milli Gelir, yalnızca ekonomi yönetiminin değil, devletin tüm politika alanlarının ortak sonucudur.

Dış Ticaret Dengesi

İhracatın ithalatı karşılama oranı, üzerinde doğrudan etkilidir.
Türkiye’nin enerji bağımlılığı ve ara malı ithalatı, Milli Gelir artışını baskılamaya devam ediyor.
İhracatı yüksek teknolojiye dayalı hale getirmek, Milli Gelirde kalıcı büyümenin önemli anahtarıdır.

Gelir Dağılımı

Bir ülkede Milli Gelir yüksek olabilir; ancak bu gelir adil dağılmıyorsa, toplumsal refah yine sağlanamaz.
Türkiye’de gelir dağılımı uzun yıllardır bozuk bir yapı göstermekte, artışı dar bir kesime yoğunlaşmaktadır.
Bu durum hem sosyal adaleti zedeliyor hem de geniş kitlelerin ekonomik gücünü zayıflatarak iç talebi sınırlıyor.
Oysa güçlü bir Gelir yapısı aynı zamanda güçlü bir orta sınıflı toplum demektir.

Üretim Gücü

Üretim kapasitesi ile doğru orantılıdır.
Türkiye’nin sanayi altyapısı, tarımsal verimliliği, teknoloji üretimi ve ihracat gücü Milli Gelir performansını belirleyen en kritik unsurlardır.
Yüksek teknolojili üretimin payı henüz istenen düzeyde değildir.
Bu nedenle artışı çoğu zaman ithalata bağımlı sektörlerle sınırlı kalmaktadır.
Kalıcı bir artış için, Türkiye’nin katma değeri yüksek üretime yönelmesi şarttır.

Enflasyon İlişkisi

Türkiye’nin en büyük ekonomik sorunu olan enflasyon, doğrudan Gelir Adaleti gerçekliğini etkiliyor.
Yüksek enflasyon, üretim maliyetlerini artırdığı gibi, gelir dağılımında bozulma yaratıyor.
Dolayısıyla gelir artışı kağıt üzerinde yüksek görünse bile, reel anlamda vatandaşın cebine yansımıyor.
Bu nedenle Türkiye’nin gelir seviyesini sürdürülebilir şekilde yükseltebilmesi için enflasyonla mücadele hayati önem taşıyor.

Kişi Başına Düşen nedir?

Ekonomik gücü bireyler açısından gösteren en kritik veri, kişi başına düşen Milli Gelirdir.
Türkiye’de kişi başına düşen Gelir Dağılımı uzun yıllar boyunca 10 bin dolar seviyesinin altında seyretmiş, son yıllarda kur oynaklığı nedeniyle bu göstergede ciddi gerilemeler yaşanmıştır.
Kişi başına Gelir artmadığı sürece, toplumun geniş kesimleri ekonomik büyümenin faydasını hissedemez.

Önemi

Bir ülkenin ekonomik gücünü, refah seviyesini ve toplumsal gelişmişliğini ölçen en temel gösterge Milli Gelirdir.
Türkiye’nin bugünkü ekonomik tartışmalarında da merkezde yine Gelir Dağılımı bulunuyor.
Çünkü bu gelir dağılımı yalnızca ekonomik bir rakam değil, aynı zamanda üretimin, istihdamın, verimliliğin ve yaşam standartlarının ortak göstergesidir.

Türkiye’nin Milli Gelir Yapısı

Türkiye’nin ekonomi bileşenlerine bakıldığında; hane halkı tüketimi, kamu harcamaları, özel sektör yatırımları, ihracat ve ithalat dengesi belirleyici rol oynar.
Son yıllarda ekonominin büyümesinde tüketim ağırlığının artması, üretim ve yatırım temelli büyümenin zayıfladığını göstermektedir.
Bu durum, gelir artışının kalıcı refah yaratmak yerine geçici bir genişleme etkisi oluşturmasına yol açıyor.

Türkiye’nin gelir bileşenlerine bakıldığında; hane halkı tüketimi, kamu harcamaları, özel sektör yatırımları, ihracat ve ithalat dengesi belirleyici rol oynar.
Son yıllarda Türkiye’nin büyümesinde tüketim ağırlığının artması, üretim ve yatırım temelli büyümenin zayıfladığını göstermektedir.
Bu durum, gelir artışının kalıcı refah yaratmak yerine geçici bir genişleme etkisi oluşturmasına yol açıyor.

SONUÇ

Özetle; Türkiye’nin ekonomik geleceğini belirleyen en kritik kavram hukuk sisteminin bağımsız ve tarafsız olmasıdır.
Türkiye’nin toplumsal refahını artırması, ekonomik istikrarını sağlaması ve uluslararası rekabette güçlü bir konuma ulaşması ancak ekonomik istikrarı sürdürülebilir hale getirmekle mümkündür.
Bu nedenle Türkiye’nin en stratejik ekonomik göstergesidir ve gelecek yılların temel belirleyicisi olacaktır.