Darbeci Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in “Konyalılar hububatları para etmeyince traktörlerini satıyor” haberi nedeniyle suç duyurusunda bulunup Savcının, “ idam istediği dönemin Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Gazeteci Fatih Güllapoğlu ile röportaj yaptım.
Yargılanmana konu olan haberin neydi?
6 Eylül 1982’de Cumhuriyet’in manşetinde yayınlanan haber Konya’daki çiftçilerden bazılarının, Konya tarihinde ilk kez ekonomik zorluklar nedeniyle traktörlerini satışa çıkarmak zorunda kalmalarıyla ilgiliydi. Ki bu haberde Konya’nın yanı sıra başka illerdeki çiftçilerin ekonomik zorluklarını da anlatıyordum. Ve o illere giderek bu haberi yapmıştım.
Cumhuriyetin haberi nasıl oldu?
Ben Konya’da ürünün bir önceki yıla göre büyük bir artış göstermesine rağmen çiftçilerin traktörlerini satışa çıkardığını fotoğraflarla da belgeleyerek yazmıştım.
Cumhuriyet’in o sırada Milliyet’ten transfer ettiği yazı işleri müdür yardımcılarından Eren, haberin üst başlığını, “Ürün iki kat arttı ama çiftçi traktörünü satıyor” türünden bir cümleyle vermiş. Manşet ve haberin içeriğinde ise “İki kat arttı” diye bir cümle geçmiyordu.
Düşünsene, Konya’da buğday üretiminin 2 kat artması dünya piyasasını etkiler.
Gerçi ürün hatırı sayılır bir oranda da artmıştı. Ben gazeteyi ertesi gün görünce Yazı İşleri Müdürü Okay Gönensin ve Genel Yayın Yönetmeni Hasan Cemal’le konuşarak, bunun yanlış olduğunu ve haberin içerisinde de böyle bir şey yer olmadığını, o nedenle mutlaka bir düzeltme yayınlamamız gerektiğini söyledim. Ve ertesi günkü baskıda üst başlığın hatalı olduğuna ilişkin bir düzeltme yayınlandı.
Kenan Evren bu kadar basit ve
gerçek habere neden kızdı?
Ancak Evren’in asıl kızdığı olay çiftçilerin içine girdiği ekonomik krizin anlatılmasıydı. Çünkü Kasım ayında Cumhurbaşkanlığı’nı ve Anayasa’nın kabulünü birlikte onaylatacağı halk oylaması vardı. Elindeki koz ise, düzeltme yayınlanmasına rağmen o üst başlıktı. O haberden birkaç gün sonra Evren Yugoslavya gezisine giderken, aynı gezide birlikte olan Hasan Cemal’i uçakta yanına çağırıp bağırarak büyük bir fırça atmış ve “O haberi yazan gazeteci Fatih Güllapoğlu’nu da en ağır suçla yargılatacağım” demiş.
Sonra dava nasıl açıldı?
Hasan Cemal geziden döndükten kısa süre sonra ben Okay’ın en üst kattaki odasındayken polisler gazeteye gelip beni aramışlar. Aşağı kattaki arkadaşlar da gerekçesini sormuşlar, Konya’da Merkez Komutanlığı’nda ifade vermek üzere beni götüreceklerini, celp olduğunu söylemişler. “Kendisi yok ama söyleriz Konya’ya kendisi de gider” demişler. Ben de polisler gittikten bir süre sonra aşağı indim ve ertesi gün Konya’ya ya hareket ettim. Orada ifademi verdi.
Savcı Tutuklama istedi mi?
İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi’nde, Selimiye Kışlası’nda Okay Gönensin ile birlikte yargılandık. Çünkü Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olarak yargının önünde gazetenin sorumlusu o idi. Savcı, yanlış hatırlamıyorsam tutuklama istedi.
Avukatlarımız, benim kendi isteğimle Konya’ya gidip ifade vermemi hatırlatıp, kaçma ihtimalimin olmadığını, bu nedenle tutuksuz yargılanmamı talep ettiler. Mahkeme heyeti de bunu kabul etti ve tutuksuz yargılanmama hükmettiler.
Beraat kararının gerekçesi neydi?
Aslında bir yıl süren mahkemeden sonra verilen beraat kararı bir bombaydı, Ama ne olur ne olmaz diye büyütmedik. Bu yargı karardaki bomba cümle, “Gazeteci Fatih Güllapoğlu’nun ilgili haberi, aslına ve gerçeğine uygundur” cümlesiydi. Ve bu karar Türkiye Cumhuriyeti’nin içerisinde yaşadığı askeri darbe döneminde çıkmıştı… Evren o sırada halkın oyuyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı idi, ama darbe dönemi bitmemişti. 1983 Kasım ayında da seçimle rahmetli Turgut Özal Başbakan seçilmişti.