Halk iradesi ne ki?

Cumhurbaşkanını halk seçti, bundan sonra da seçecek. 16 Nisan’da YSK’nın defolu kararı ile anayasa değişti.

Demokratik parlamenter rejim vardı, başbakanı halk seçerdi, bundan sonra seçemeyecek çünkü başbakanlık 3 Kasım 2019’dan sonra lağvedildi.

Başbakanın tüm yetkileri Cumhurbaşkanına devredildi, bakanları ve tüm bakanlık personelini Cumhurbaşkanı atayacak.

Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Kurulunda çoğunluğu Cumhurbaşkanı ve partisi atayacak.

Valileri, kaymakamları, emniyet müdürlerini, bakanlıkların tüm il ve ilçe müdürlerini Cumhurbaşkanı atayacak.

Büyükelçileri Cumhurbaşkanı atayacak.

Cumhurbaşkanı yardımcılarını Cumhurbaşkanı atayacak.

Meclis Başkanını, Başkan Vekillerini, Komisyon Başkanlarını Cumhurbaşkanı atayacak.

Cumhurbaşkanı parti genel başkanı olduğundan partisinin il, ilçe ve belde başkanlarını Cumhurbaşkanı atayacak.

Kim kaldı?

Evet, bildiniz Cumhurbaşkanı tarafından atanmayacak olan sadece Belediye Başkanları kaldı.

Belediye Başkanlarını halk iradesi ile seçiyor değil mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Belediye Başkanlarını görevden alacağını 21 Eylül’de, “Topbaş ve Gökçek gidiyor” diye yazdım.

Kadir Bey 24 saat geçmeden istifa etti.

Halk iradesi ile seçilen Ankara, Balıkesir ve Bursa’nın başkanlarının durumu ortada.
Halkın iradesi ile seçtiği dönemin AKP Genel Başkanı ve Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’na ne oldu?

Erdoğan, “irademdir” dedi, AKP Genel Kurulunda Davutoğlu azledildi, yerine Binali Yıldırım atandı. Kadir Topbaş, Melih Gökçek ve Niğde, Balıkesir, Bursa gibi azledilen belediye başkanları avuçları su toplayıncaya kadar alkışladılar.

Recep – Tayyip – Erdoğan sloganları altında Bekir Bozdağ kürsüden, “Tayyip’in partisi” diyordu.

Başbakan ve Genel Başkanlarının azledilmesine çok sevinmişlerdi ama sıranın kendilerine de geleceğini hayal dahi etmiyorlardı.

Ve sıra onlara gelince onlara yıllardır hücum ettikleri CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “seçimle gelen seçimle gider” diye sahip çıktı.

Tayyip’in partisinin AKP’lileri ise hep bir ağızdan şöyle diyorlar, “aday gösterildiklerinde iyi de görevden ayrılmaları istenince kötü mü?”

Tayyip’in partisinin mütemmim cüzü Devlet’in partisi de azilleri elbette destekliyor.
Pardon, halk iradesini kime soracağız?

“Genel başkanlık seçimi yap” diye parti tüzüğünü değiştirip, olağanüstü kurultay kararı alan MHP delegelerinin iradesini AKP’nin desteği, icra memurunun kararı ile durduran Devlet Bahçeli’ye mi soracağız?

Yoksa halkın iradesi ile seçilen Başbakanını, Belediye Başkanlarını azleden Recep Tayyip Erdoğan’a mı soracağız?

Bilirsiniz 650 yıl Osmanlı’yı yöneten Padişahların fermanları, “irademdir” diye başlardı.
Anayasa değişikliği öncesi “padişahlık yetkileri” diye yazmıştım ve siyasiler ile hukukçular da benzer açıklamalar yapmışlardı.

Hemen hemen her konuşmasında “halk iradesi” kavramına vurgu yapan Erdoğan gördük ki halk iradesi ile seçilenleri, “irademdir” diyerek istifa ettiriyor, azlediyor.

Direnmeyi aklından geçiren seçilmiş başkan varsa onu da tehdit ediyor.

Erdoğan’a ve başdanışmanlarına, “Belediye Başkanlarını %50+1 oy alan Cumhurbaşkanı atasın” şekline bir anayasa değişikliği öneriyorum.

MHP zaten destekler de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da bu anayasa değişikliğine destek vermelerini rica ediyorum ki halkın iradesi yerine tek adamın iradesi eksiksiz olsun.

Aaaa az daha unutuyordum.

Devlet Bahçeli, “11 yabancıyla mı çıkmışlar maça? Galatasaray ismini değiştirsin canım?” dedi. Ben Fenerbahçe Kongre üyesiyim. 100 yıllık ezeli rakibimiz, ebedi dostumuzun isminin değişmesini istemem.

İrademdir; Devlet Bahçeli, AKP’nin yandaşı yaptığı partisinin ismini AKMHP olarak değiştirsin.