İlker Başbuğ sen de suçlusun

İlker Başbuğ Yunanistan’ın 18’i fiilen işgal olmak üzere Türk adaları sayısının 150’ye yakın olduğunu belirterek, “Türkiye’nin de bu gelişmeler karşısında anlaşılmaz şekilde sessiz kalmasıdır” diye eleştirdi ama unutulmasın ki 26. Genelkurmay Başkanı olarak o da sessiz kaldı.

30 Ağustos 2006 Tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığına 30 Ağustos 2008 itibariyle Genelkurmay Başkanlığı’na atanan ve 2010 yılında yaş haddinden emekli olan Orgeneral İlker Başbuğ da Türk adalarının işgali konusunda en az o günkü AKP iktidarı kadar suçludur.
Duayen televizyoncu, gazeteci Uğur Dündar ağabeyim ile yaptığı söyleşiyi okuyunca, İlker Başbuğ’un Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanı ve Genelkurmay Başkanı olarak Yunanistan işgali karşısında sessiz kaldığını hatırladım.
Ayrıca 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğine görevi sırasında “güçlü tepki” veremeyen Başbuğ’un, “dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a şifahi olarak Gülen cemaatini şikayet etmesi de yeterli değildir.

Kaldı ki 2008 yılında AKP kapatılma davasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Anayasa Mahkemesine gönderilen iddianameyi öğrenen İlker Başbuğ’un gereğini yapmaması Türk Silahlı Kuvvetlerindeki FETÖ yapılanmasını çözememesi de görevi ihmaldir.
Nitekim FETÖ militanı polis, savcı ve hakimlerin işbirliği sonucunda Başbuğ “İnternet Andıcı” soruşturması kapsamında Ergenekon Savcısı Cihan Kansız tarafından 5 Ocak 2011 günü 6 saat 50 dakika ‘şüpheli’ sıfatıyla sorgulandıktan sonra sevk edildiği İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “silahlı terör örgütü yöneticiliği ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamalarından tutuklandı.

Başbuğ, adliye çıkışında, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan tutuklanmıştır. Takdir yüce Türk halkınındır” demişti.
Başbuğ paşam hiç kusura bakma ben “takdir” değil seni “takbih*” edeceğim
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Genelkurmay Başkanı olarak 28 Şubat 1997’de yazılan FETÖ raporlarını dikkate almazsan ya da onlara acırsan, acınacak duruma düşersin hiç kusura bakma.

Gerek FETÖ’cülerle mücadelede gerekse 18’i fiilen işgal olmak üzere 150 Türk adasının Yunanistan tarafından sahiplenilmesine karşın “Anlaşılmaz şekilde” sessiz ve pasif kalmana, masaya yumruğu vurmamana tepki gösteriyor ve seni bu yüzden eleştiriyorum İlker paşam.

Şunu da vurgulayayım ki elbette asıl siyasi sorumluluk 2004 yılından itibaren Türkiye’nin adalarının Yunanistan tarafından işgaline NOTA dahi vermeyerek göz yuman AKP iktidarı birinci sıradaki suçludur.

İŞTE İLKER BAŞBUĞ’UN SÖZLERİ: “Evet, çok önemli bir noktaya değiniyorsunuz. Örneğin; Antlaşma”nın 13. maddesine göre; Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya adalarında deniz üssü kurulmaması gerekir. Yunanistan yıllardır bu maddeyi ihlal etmektedir. Ege Denizi’ndeki diğer önemli olan konu ise Yunanistan’ın 18 değil aslında 150’ye yakın egemenliği antlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş ada, adacık ve kayalık üzerinde hâkimiyet kurmaya çalışması ve Türkiye’nin de bu gelişmeler karşısında anlaşılmaz şekilde sessiz kalmasıdır. Lozan Antlaşması’nın 12’nci maddesi, Asya kıyısından 3 milden az bir uzaklıkta bulunan adaların, bu Antlaşmada aykırı bir hüküm bulunmadıkça, Türk egemenliği altında kalacağına amirdir. Bu ada, adacık konusuna sadece kara parçası olarak bakılmamalıdır. Hepsinin karasuları, hava sahası ve kıt’a sahanlığı gibi hukuksal sonuçlar doğurabilecek özelliklere sahip olduğu unutulmamalıdır.

Yeri gelmişken değinelim, Lozan Antlaşması ile Türkiye sadece bir adasını bırakmıştır. O ada da İtalya’ya verilen Meis Adası’dır.”

Takbih: Ayıplama