Neden seyrettik

RUSYA İSTANBUL’DA SAVAŞ GEMİSİNDEN SİLAHLI ŞOV YAPTI

Hava sahamız egemenlik alanımız da, karasularımız değil mi?
Karasularımızda ülkemizi açıkça tehdit eden Rus Savaş gemisini neden durdurtmadık?
Rus savaş gemisinin füzeli, roketatarlı, silahlı askerlerinin meydan okumasına Türkiye neden sessiz kaldı?
Hava sahamızı ihlal eden ancak ülkemize yönelik bir tehditte bulunmayan Rus savaş uçağını “Angajman ve Egemenlik haklarımız” gerekçesi ile düşürdük. Rusya dışında tüm dünya hak verdi yanımızda oldu.
Rusya ülkemize karşı ticari ve askeri bir dizi önlemler aldı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta AK Parti hükümeti haklılığımızı her vesile ile ortaya koydular.
Aradan günler geçti ve bir Rus savaş gemisi İstanbul boğazından geçerken güvertesinde ellerinde füzeler, roketatarlar ve silahları olan askerler ülkemizi açıkça tehdit ederek geçip gitti.
Dışişleri Bakanı, “provokasyon” dedi ama Türkiye bu tehdidi seyretti.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım: “Rus savaş gemisinin İstanbul Boğazı’ndan geçtiği sırada üzerinde füzeli askerlerin görülmesi hoş karşılanacak bir durum değildir. Bu açık bir tahrik unsurudur. Üstelik Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin ihlali anlamına da gelir” dedi.
Emekli Tuğamiral İlker Güven, söz konusu eylemi, “tahrik unsuru taşıyan bir davranış” olarak tanımladı. “Bir başka ulusun onuruyla alay eder gibi bir tutum var. Asla kabul edilemez” diyen Güven, “Boğazlardan silah başında geçilmesinin, Montrö anlaşmasının ruhuna aykırı” olduğunu belirtti.
Aslında Hava Sahamız da Karasularımız da, misaki milli sınırlarımız da egemenliğimizin devlet olmamızın net çizgileridir.
1923’te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmenin imzalandığı tarihlerde güncelliğini koruyan silahsızlanma ümitlerine güvenen Türkiye’nin silahlanma yarışının tekrar başlamasıyla duyduğu huzursuzluk giderek artmıştı.
Türkiye, duyduğu bu huzursuzluğu ve boğazların statüsünde değişiklik yapılması yolundaki teklifini konu ile ilgili imzacı devletlere duyurduğunda farklı kutuplarda yer almaya başlayan bu devletlerin hemen hepsinden ortak bir anlayış görmüştü.
20 Temmuz 1936’da Sovyetler Birliğinin aralarında bulunduğu 8 ülke ve Türkiye tarafından imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye’nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği Türkiye’ye geçmişti.
Türkiye karasularımızda ülkemizi tehdit eden bu Rus savaş gemisini durdurmalı ve silahlı askerlerin güverteden sergilediği tahrike son verdirerek gemiyi kara sularımızın dışına çıkartmalıydı.
Mademki Rus uçağının hava sahamızın ihlaline haklı olarak müdahale ettik, o zaman bu dik duruşu Rus Savaş gemisindeki tehdide karşı da sergilemeliydik.
Rusya ve lideri Putin ülkemize karşı çok sert önlemler aldılar.
Silahla Türkiye tehdit eden Rus gemisi, hava sahamızı ihlal eden Uçak’tan daha fazla tehdit etti Türkiye’yi.
Maalesef bu kez sadece seyrettik.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir