Türkiye örnek alsın

1973 yılında üye olan İngiltere ise halkının kararı ile birlikten ayrılıyor. Peki, 56 yıldır kapıkulu yapılan Türkiye ne yapsın? Siyasetçiler “yenildim” diye 3 saat sonra istifa eden İngiliz Başbakan Cameron’u, Yüksek Seçim Kurulu da oy toplama ve tasnif işini örnek alsın.

AB 1958’de kuruldu, Türkiye 1959’da başvurdu, 12 Eylül 1963 tarihinde sözleşme imzaladı,1 Aralık 1964 tarihinde ise yürürlüğe girdi tam üyelik başvurumuz.
Sonra mı?
Sonrası yok ki?
56 yıldır bahaneler üretip kapıkulu yaptılar Türkiye’yi.
Türkiye’yi tam üyeliğe almadılar.
Bence almayacaklar da.
Benim kararım bu ama önemli değil elbette.
Türk halkı ne düşünüyor?
Önemli olan budur.
İngiltere’deki referandumu örnek alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’da referandumdan bahsetti.
Olabilir. Bakalım Türk halkı ne istiyor anlayalım.
Aslında bana kalsa resti çoktan Avrupa Birliğine çekmiş ve süre vermiştim.
Derdim ki, “5 yıl içinde Türkiye’yi tam üye yaptınız yaptınız, yapmazsanız başvurumdan vazgeçiyorum.”
Devlet ciddiyeti de bunu gerektirmez miydi?
Devlet onuru da bunu gerektirmez miydi?
Türkiye’nin AB üyesi olmasa da yapması gereken reformlar var.
Bunları AB istedi diye yapmak yerine kendi kararımızla şu meşhur fasılları bir bir tamamlayıp bitirseydik kötü mü olurdu?
Türk halkı Avrupa standartlarında bir demokrasiye layık değil mi?
Peki, 14 yıldır AKP ne yaptı?
Hani bayram havasında başlattığı AB’ye tam üyelik coşkusu nerede?
Önce Yüksek Seçim Kurulu ders alsın İngiltere’deki referandumdaki oy toplama ve tasnif işlerini.
Sonra siyasilerimiz ders alsın İngiltere Başbakanı Cameron’un istifasını.
AB’de kalmak için “evet” kampanyası yapan Cameron %52’ye karşılık %48 oy alınca saatler sonra istifa ettiğini açıkladı.
Seçim bile değil sadece referandum.
Görüyor musunuz demokrasi’ye inancı, rakibe saygıyı, kendisine olan özgüveni.
Neredesiniz bizim siyasetçiler?
Seçimleri kaybedersiniz peş peşe ama oturduğunuz koltuğu asla terk etmezsiniz.
Avrupa’nın siyasetçisi bir referandumu kaybetti diye 3 saat sonra istifa ediyor, sizler defalarca seçim kaybedip yıllarca koltuğa yapışıp kalıyorsunuz.
Bu kafamızı görüp Avrupa’ya mı alacaklar bizi?
Hayal kurmayın.