Yeni Anayasa öneriyorum

12 Eylül askeri darbesini yapan generallerin hazırlattığı 1982 Anayasası yamalı bohçaya dönmüştü. AKP ve MHP’nin işbirliği ile yapılan rejim değişikliğine de halkın % 49’u tepki gösterdi.

Hayır, cephesinin oluşturan Cumhuriyet Halk partisi (CHP) Saadet Partisi (SP) Halkların demokrasi Partisi (HDP) Türk Milliyetçileri, Demokrat Parti (DP) Vatan Partisi, Türkiye Barolar Birliği ve Abdüllatif Şener, Osman Pamukoğlu gibi isimlere acilen ortak bir Anayasa Komisyonu kurmalarını öneriyorum.
Bu önerim AKP/MHP’nin yaptığı rejim değişikliğini düzeltecek kısmi bir anayasa değişikliği değil.
Benim önerim açık ve net, A’dan Z’ye yepyeni yeni bir sivil anayasadır.
Günümüzde hemen başlatılan “Recep Tayyip Erdoğan’a karşı kim Cumhurbaşkanı olsun?” tartışması çok büyük bir hatadır.
% 49’un verdiği mesajı anlamamaktır.
Bu mesajların bazıları şunlardır;
Parlamenter demokratik rejimin değişmesini istemiyoruz,
Tek adam yönetimi istemiyoruz,
Partili taraflı Cumhurbaşkanı istemiyoruz,
18 Yaşında milletvekilinin askerlikten muaf tutulmasını istemiyoruz,
Yargının partili hale getirilmesini istemiyoruz,
Bağımsız ve tarafsız hakim ve savcıların kendi kurullarını ayrı ayrı seçmesini istiyoruz,
Anayasa Mahkemesine siyasi atamalar yapılmasına karşıyız,
Başbakanlığın kaldırılmasını istemiyoruz,
Bakanların Meclis dışından atanmasını istemiyoruz,
Güçsüz ve yetkisiz Meclis istemiyoruz,
Cumhurbaşkanının Meclis’i de kendisini de feshetmesini istemiyoruz,
Cumhurbaşkanın kanun hükmünde kararname çıkartmasını istemiyoruz,
Tam tarafsız ve bağımsız Cumhurbaşkanı istiyoruz,
Cumhurbaşkanın da yargı önünde hesap vermesini istiyoruz.

NE YAPILMALI?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay çağrılarına kulağını tıkayıp en kısa sürede yukarıda saydığım Hayır cephesini oluşturanlarla geniş katılımlı bir toplantı ile “tamamıyla yepyeni çağdaş bir sivil Anayasa” için düğmeye basmasını öneriyorum.
Neden CHP derseniz Hayır Cephesinin en önemli öncüsü ve Meclis’teki güçlü temsilcisidir de ondan.
Bu konuda Hayır cephesinin müthiş bir kozu vardır ki o da Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve Genel Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’dur.
Türkiye’de hukuk sisteminin vazgeçilemez en önemli unsuru olan TBB’de kurulacak “yepyeni anayasa” komisyonuna Türkiye’nin en ünlü anayasa hukukçularını davet eder ve harika bir katkı verir.
Eski Cumhurbaşkanları, eski Başbakanlar, Adalet eski bakanları ile TOBB, TÜSİAD, TÜRK-İŞ, DİSK, TESK, KESK, TTB gibi sivil toplum kuruluşları ve Basın Meslek örgütleri gibi birçok meslek örgütüne de davet yapılır.
Ülke genelinde yepyeni anayasa için fikri olan herkese medya ve sosyal medya aracılığı ile katılım çağrısında bulunulur.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Büyük Birlik Partisi (BBP) gibi Meclis içinden veya dışından tüm siyasi partilerden de üye istenir bu komisyona.
Özetle toplumsal uzlaşmayı sağlayacak bir metin için davet edilenler ister yazılı olarak isterlerse bizzat katılarak bu geniş tabanlı yepyeni anayasa komisyonuna görüşlerini sunarlar.
Belli bir süre içerisinde görevini tamamlaması öngörülen bu geniş katılımlı yepyeni anayasa komisyonunun hazırlayacağı çağdaş yepyeni anayasa metni kamuoyuna sunulur.
Tümü üzerinde alınacak önerilerden de yararlanılarak anayasa metnine son şekli verilerek CHP tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine yasa teklifi olarak resmen verilir.
Böylece yıllardır tartışılan ve hiçbir hükümet ya da parti tarafından hazırlanamayan toplumsal uzlaşmaya dayalı yepyeni bir anayasa teklifi Meclis’te görüşülecek hale gelir.

SONRASI

İşte bu yepyeni Anayasa’yı gerçekleştirmeyi Türk halkına vadeden cumhurbaşkanı adayları AKP ve MHP’nin yaptığı kısmi anayasa değişikliğinin 2019’da devreye girmesine çok daha güçlü bir şekilde karşı çıkabilirler.
Tek adam rejimi yerine güçlendirilmiş demokratik parlamenter rejimin toplumsal uzlaşma ile sağlanan bu yepyeni anayasa ile sağlanacağı kamuoyuna anlatılır.
İşte bu noktada CHP’ye de parti içindeki muhaliflerine düşen çok önemli görevler vardır ki bu temel anayasa değişikliği CHP Genel Başkanlık koltuğuna kimin oturacağından çok daha önemli bir konudur.
Sığ suda balık avlamak yerine, yani Genel Başkanlık mücadelesi yapmak yerine AKP/MHP yapımı topal ve anti demokratik anayasa değişikliğinden ülkeyi nasıl kurtaracaklarını düşünmeliler.
Sorun Türkiye Cumhuriyetinde anayasal rejim değişikliği ise CHP Genel Başkanlığı teferruattır.