Yüce divana sevk şarttır

Eski Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, “kim kendi çıkarını düşünmüşse, kim servetini artırmayı planlamışsa, kim rüşvet almışsa, kim haksız kazanç peşinde olmuş ve elde etmişse onlardan da hesap sorulmalıdır. Biz buradayız” dedi.

Eski Başbakan Davutoğlu’nun bu sözleri çok açık ve net bir şekilde dönemin başbakanı dahil 4 Bakanın yüce divanda yargılanma dilekçesidir.

Yüce divana sevk şarttır çünkü Recep Tayyip Erdoğan Başbakan iken 4 bakan hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı “takipsizlik” hükmü verdi. Yargılanma yeri elbette Yüce Divan’dır diyorum

Eğer dönemin Başbakanı Erdoğan bu takipsizlik kararı üzerine Adalet Bakanlığını devreye soksa idi Reza Zarrab Türkiye’de yargılanacaktı.

Gelelim daha önemli olan diğer önemli aklamaya.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde 4 Bakan için AKP’li Hakkı Köylü başkanlığında 9 AKP, 4 CHP, 1 MHP ve 1 HDP’li milletvekilinden oluşan soruşturma komisyonu kuruldu.

Çalışmalarını 245 gün sonra tamamlayan Meclis Soruşturma Komisyonu kararı Başkan AKP’li Hakkı Köylü tarafından 9 ret, 5 kabul oyla 4 bakanın yüce divana gönderilmesine gerek olmadığı şeklinde açıklandı. Oylamaya HDP milletvekili katılmadı.

19 Ocak 2015’de Meclis Genel Kurulunda AKP’lilerin 50 fire vermesine rağmen 4 bakan için yüce divan yolu AKP’lilerin oyları ile kapatıldı.

DAVUTOĞLU UYARIYOR

İşte bu yaşananlardan sonra eski Başbakan Davutoğlu  geçtiğimiz hafta sonu yaptığı, “kim kendi çıkarını düşünmüşse, kim servetini artırmayı planlamışsa, kim rüşvet almışsa, kim haksız kazanç peşinde olmuş ve elde etmişse onlardan da hesap sorulmalıdır. Biz buradayız” şeklindeki itirafına gelelim.

Davutoğlu, “… Kim kendi çıkarını düşünmüşse…” diyor.

Ben de, dönemin hükümetinin ve partiniz AKP’nin çıkarlarını düşündünüz ve 4 bakanınızı Meclis’te AK’ladınız diyorum.

Davutoğlu, “Onlardan da hesap sorulmalıdır” diyor.

Ben de 4 bakan yüce divana gönderilerek hesap sorulmalıdır diyorum.

Davutoğlu, “…Biz buradayız” diyor.

İşte bu sözünün anlamını da geçenlerde yazdığım gibi Anayasa’nın 112. Maddesini hatırlatarak yanıtlayayım:

ANAYASA HÜKMÜ: D. Görev ve siyasî sorumluluk MADDE 112- Başbakan, Bakanlar Kurulunun başkanı olarak, Bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanlar Kurulu, bu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur. Her bakan, Başbakana karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumludur. Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür.

Ben de Davutoğlu’nun “Kim kendi çıkarını düşünmüşse… Onlardan da hesap sorulmalıdır… Biz buradayız” sözlerinin esas alarak İçişleri Bakanı Muammer Güler, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile birlikte Yüce Divan’da yargılanmalıdır diyorum.

Davutoğlu, “Mücadele yürütürken eğer Türkiye’de yanlış bazı işler olmuşsa bu yanlışın hesap verilme makamı da New York değil Ankara’dır, Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleridir” diyor

Ben de bazı yanlış işlerden Davutoğlu’nun kastı, 4 Bakanı Meclis’te aklamak, Zarrab’ı mahkemeden kurtarmaktır diyorum.

Davutoğlu’nun son sözü, “17-25 Aralık darbe girişimi sonrasında saatlerini bile buna göre ayarlayanlar bize FETÖ ile mücadele dersi veremez. Biz o mücadeleyi yaptık, o mücadelenin bedelini ödedik, gerekirse ödeyeme de hazırız” şeklindedir.

Ben de AKP’nin bugünkü Meclis grubuna 4 bakanı yüce divana göndermelerini öneriyorum.