HERKES ERDOĞAN’IN SÖZLERİNİ YORUMLUYOR AMA BOŞUNA
AK Parti’nin kapatılmama kararına dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı “uymuyorum” diyerek AK Partiyi polis gücü ile kapattırsaydı ne olurdu, Erdoğan neler söylerdi?
Anayasa’ya uymayan Cumhurbaşkanı olan ülkede Medeni kanuna uymayan Bakan olması doğal değil mi? Bakınız Tuğrul Türkeş’in açıklaması.
Cumhurbaşkanlığı yeminini, “ tarafsızlık ve hukukun üstünlüğü” açısından bozan Erdoğan, İslam’da olan “Yemin kefaretini” ödedi mi?
“Anayasa Mahkemesi kararlarına uymuyorum, saygı duymuyorum” diyen Erdoğan için gazeteciler, hukukçular ve siyasetçiler sayısız yorumlar yaptı.
Hepsini okudum, eksik ve boş buldum.
Recep Tayyip Erdoğan, “Mahkeme kararında direnseydi, Anayasa Mahkemesi kararları boşa çıkacaktı” diyor.
Erdoğan tahliye kararını veren Mahkemeyi, AYM kararını boşa çıkartmadığı için eleştiriyor. “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitmeleri sağlanırdı” diyor.
Amacı AHİM kararını da yıllarca bekletmek, karar çıksa da uygulatmayarak Can Dündar ve Erdem Gül’ün yıllarca Silivri’de hüküm giymeden tutuklu bulundurmakmış.
Bir ülkenin, devletin en yüksek makamında olan Erdoğan devletin en yüksek hukuk belgesi olan Anayasa’yı tanımıyor ki;
Anayasa gereği ettiği yemine bağlı kalsın,
Anayasa Mahkemesinin kararını da tanısın.
Peki, ya AYM tahliyeye onay vermeyen bir karar alsaydı ne olurdu?
Erdoğan, bu karara uyar ve saygı duyar mıydı?
Eyyy Erdoğan %52 oy ile senin Cumhurbaşkanı seçilmene olanak sağlayan bu Anayasa değil mi?
Meclis kürsüsünden “şerefin ve namusun üzerine” bu Anayasa’ya bağlılık yemini etmedin mi?
Ettin.
Bu nedenle Anayasa Mahkemesi kararlarına da saygı duymak ve uymak zorundasın.
Ağrına gidiyorsa yeminini boz kefaretini öde. Bak İslam bilim adamları yemini bozman için ne kadar kefaret ödemen gerektiğini şöyle anlatıyorlar
“On tane fitre miktarı parayı ayırıp on yoksula ayrı ayrı yemin kefareti olarak vermektir. Mesela, bu sene fitreyi on liradan vermişseniz on tane fitreyi, yani yüz lirayı yemin kefareti olarak ayırıp yoksullara dağıtmalıdır”
TUĞRUL TÜRKEŞ
Anayasa’ya uymayan Cumhurbaşkanı olan ülkede Medeni kanuna uymayan Bakan olması doğal değil mi?
Tuğrul Türkeş’in açıklaması da Erdoğan’ın açıklaması gibi bu sonuca ulaşıyor. Medeni Kanuna göre evli buna rağmen imam nikahlı kadından çocuğu oluyor.
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş değil mi?