Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği dünyayı kendi kuralları ve anlayışları ile yönetmek ve iç işlerine müdahale etmek istiyorlar. Bunun son örneği Mısır’da ve Türkiye’de yaşanan 2 darbe nedeniyle ortaya çıktı.
Önce Mısır’da yaşanmakta devam eden darbeye bakalım:
Muhammed Mursi’nin 30 Haziran 2012’de Mısır halkı tarafından Cumhurbaşkanı seçildi.
Ancak cumhurbaşkanı seçilmesinin birinci yıl dönümü olan 30 Haziran 2013’de Mısır’da Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi komutasındaki Mısır Silahlı Kuvvetleri 3 Temmuz 2013 tarihinde askerî darbe yaptı.
Önce Amerika Sisi’ye destek verdi. Bekleyen milyar dolar yardımları gönderdi, askeri yardım de yaptı.
Hemen arkasından Almanya, İngiltere ve Fransa başta AB ülkeleri darbeci Sisi’ye destek verdiler.
Türkiye ise dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’nın öncülüğünde hem darbeye hem de Mursi’nin idam kararına çok sert gösterdi ve iki ülke arasındaki ilişkiler askıya alındı.
Batının bu destekleri hala sürerken taraflı mahkemede insan haklarına aykırı demir kafesler içinde yargılanan Mursi idama mahkum edildi.
Bu idam kararına göstermelik birkaç açıklama dışında ne Amerika’dan ne de AB’den sert bir tepki ya da Mısır’a yönelik ekonomik ve siyasi ambargo açısından hiçbir tepki gelmedi.
Gelelim Türkiye’ye.
15 Temmuz gecesi Fethullah Gülen terör örgütü (FETÖ) Türkiye’de kanlı bir darbe girişiminde bulundu.
Vatan hainleri, vatana ve millete ihanet ederek halkın üzerine ateş açtılar.
Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarını derdest ettiler.
Darbecilere karşı çıkan asker, polis, siyasiler ve vatandaşların büyük tepkisi ile darbe girişimi bastırıldı.
Bu darbecilerin idam edilmesi için vatandaşlardan büyük talep gelince Erdoğan ve AK Parti hükümeti halkın isteklerine karşı gelinmeyeceğini açıkladılar.
İşte bu noktada Amerika ve Avrupa Birliği hemen devreye girdi ve Türkiye’ye tehditler başladı.
AB’ye bizi almazlarmış, askeri ve siyasi ambargo yaparlarmış.
Merhum Erbakan’ın deyimiyle, “ hadi ordan, hadi ordan.
İşte Amerika ve AB’nin ikiyüzlülüğü budur.
Mısır’da halkın seçtiği Cumhurbaşkanının idamına göstermelik tepki gösterilirken,
Türkiye’de daha idam kararı konusunda hiçbir çalışma dahi yokken gösterilen büyük tepki ortadadır.