Adil öksüz ve Abdullah Çatlı

Türkiye Cumhuriyeti Devleti yaklaşık bir yıldır arıyor ama neden bulamıyor Adil Öksüz’ü?
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ çaresizliği net bir şekilde ortaya koyarak şu ihtimalleri sıraladı:

1. “Öksüz, Türkiye içinde bir yerde birileri tarafından saklanıyor olabilir,
2. Yurtdışına kaçırılmış olabilir.
3. Ya da infaz edilmiş olabilir, konuşmasın diye.
4. Yurtdışına kaçmamış diyebilir miyiz, yüzde 100 diyemeyiz.
5. Ülke içinde hareket etme ihtimali çok zayıf.
6. Bu ihtimallerin hangisi doğrudur şu anda ölçecek kesin bilgiye sahip değiliz.
7. Devlet tüm imkanlarıyla bu kişiyi aramak için seferber olmuş durumda.”
15 Temmuz kahpe darbe girişiminin yıldönümü yaklaşırken “darbenin kara kutusu” denilen Öksüz’ün yakalanamamış olmasını bakan Bozdağ’ın çaresizlik içinde sıraladığı ihtimalleri yorumlayarak değerlendireyim.
1. Öksüz’ün Türkiye’de saklanması ihtimali:
a. Siyasiler mi saklıyor?
b. Milli İstihbarat Teşkilatı’mı (MİT) saklıyor?
c. Amerikan istihbarat servisi CIA’mı saklıyor?
d. FETÖ’nün devlette üst düzey görev yapan kripto yöneticileri mi saklıyor?
2. Yurt dışına kaçırılması ihtimali:
a. Siyasiler mi kaçırdı?
b. MİT’mi kaçırdı?
c. CIA’mı kaçırdı?
d. FETÖ’nün devlette üst düzey görev yapan kripto yöneticileri mi kaçırdı?
3. İnfaz edilme ihtimali:
a. Siyasiler bağlantıları ortaya çıkmasın diye mi infaz ettiler?
b. MİT’mi infaz etti?
c. CIA’mı infaz etti_
d. FETÖ’nün devlette üst düzey görev yapan kripto yöneticileri mi infaz ettirdiler?
4. Yurt dışına kaçma ihtimali:
a. Kaçtığına dair delil var mı?
b. Kaçmadığına dair delil var mı?
5. Yurt içinde hareket etme ihtimali:
a. Profesyonel eğitimli ajan ise çoktan Binbir surat haline gelmiştir.
b. İstihbarat servisleri koruması altında ise rahat hareket etme ihtimali vardır.
c. FETÖ’nün devlette üst düzey görev yapan kripto yöneticileri koruyorsa rahatlıkla hareket edebilir.
… Ve Bakan Bozdağ’dan en acı itiraf: “Bu ihtimallerin hangisi doğrudur şu anda ölçecek kesin bilgiye sahip değiliz. Devlet tüm imkanlarıyla bu kişiyi aramak için seferber olmuş durumda”
Demek ki Adil Öksüz hakkında bir yıl akıntıya kürek sallayarak geçirmiş güvenlik kuvvetleri.
Şimdi bu ihtimalleri sıralayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan’a sorayım:
Adil Öksüz yeni Abdullah Çatlı’mı.
Abdullah Çatlı kimdir?
Abdullah Çatlı, 1977’de Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanlığına, 25 Mayıs 1978’te de Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcılığı’na seçildi.
11 Temmuz 1978’de Ankara’da Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bedrettin Cömert’in öldürülmesi olayının faili olarak Ankara 5.Sulh Ceza Mahkemesi’nce hakkında gıyabi tevkif kararı verildi. 23 Ağustos 1978’de yakalandı ve gözaltına alındı. Tutuksuz yargılanırken 9 Ekim 1978’de de Ankara ili Bahçelievler semtindeki 7 TİP’linin öldürülmesi olayının planlayıcısı ve baş sorumlusu olduğu iddialarına ilişkin tutuklama kararı olayın üzerinden 4 yıl, 4 ay geçmesinden sonra gerçekleştirilebildi.
Çatlı, 12 Eylül Darbesi’ni izleyen aylarda yurt dışına çıktı. Bulgaristan ve Viyana’da bir süre kaldı. 22 Şubat 1982’de, İsviçre’de Mehmet Özbay adına düzenlenmiş pasaport ile yakalandı, ancak serbest bırakıldı. 22 Ekim 1983’de Paris’te MİT ile ilişkiye geçtiği ve ASALA’ya karşı 5 eylemde kullanıldığı MİT resmi belgelerinde yer aldı.
22 Ekim 1984’de Paris’te yakalandığında üzerinde Hasan Kurtoğlu adına düzenlenmiş bir pasaport vardı. Çatlı, Fransa’da 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 16 Eylül 1985’de Papa Suikastı davasında tanık olarak konuştu. Oral Çelik’in suikast ile ilgisi olmadığını, Mehmet Ali Ağca’nın Bulgar ajanı olabileceğini iddia etti. Çatlı, kısa bir süre sonra Fransa tarafından 7 yıl ceza aldığı İsviçre’ye iade edildi. 21 Mart 1990’da Bostadel Cezaevi’nden kaçtı.
1993’te Türkiye’ye gelen ve taşıdığı Şahin Ekli adına düzenlenmiş pasaport ile gözaltına alınan Çatlı, aynı tarihte serbest bırakıldı.
Abdullah Çatlı Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde yargılanmamış ve herhangi bir hüküm giymemiştir.
3 Kasım 1996’da Balıkesir’in Susurluk ilçesi yakınlarında tarihe Susurluk kazası olarak geçen trafik kazasında öldü. Kaza sırasında arabayı kullanan İstanbul eski emniyet müdür yardımcısı Hüseyin Kocadağ da öldü. Yalnızca dönemin DYP milletvekili Sedat Edip Bucak sağ kurtuldu.
SONUÇ:
Yıllarca kaçak yaşarken MİT görevlisi olarak görev yapan, yakalandığı her olay sonrası serbest kalan ve hatta İsviçre hapishanesinden de kaçırılan Abdullah Çatlı aklıma gelir ne zaman Adil Öksüz adı geçse.
Adil Öksüz’ün yakalanması CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “kontrollü darbe” iddiasını ve “15 Temmuz’un kripto isimlerini” ortaya çıkarılması açısından büyük önem taşıyor.
Adil Öksüz sağ yakalanabilir mi?
Rus Büyükelçi Andrey Karlov’un katili polis memuru Mevlüt Mert Altınbaş gibi ölü mü ele geçirilir?
Yoksa Abdullah Çatlı gibi bir kaza sonucunda mı ölür?