Amerikan Rüyasının, Libya, Suriye, Irak, Yemen hatta Afganistan’a “Arap Baharı” adı altında Demokrasi vaat ettiği ve kendisinin de askeri müdahalede bulunduğu ülkeler kan gölüne döndü. Bu ülkelerde ortaya çıkan yönetim boşlukları terör örgütlerinin cirit atmasına neden oldu. Bu ülkelerin on binlerce vatandaşı ölümü göze alarak “büyük kaçışa” başladı.
Uluslararası Af Örgütü’nün (Amnesty International) 2014 raporuna göre, Dünya’da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en büyük göç akımı yaşanıyor. Geçtiğimiz yıl 57 milyon insan savaşlar nedeniyle yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kaldı.
Bu büyük kaçışın mimarlarından bir tanesi kuşku yok ki Amerika Birleşik Devletleri.
Arap Baharı, 2010 yılında başlayan ve günümüzde de süren Arap halklarının demokrasi, özgürlük ve insan hakları talepleri üzerine Amerika ve müttefiki batı ülkelerinin darbeci diktatörleri devirmek, demokrasiyi yerleştirmek üzere askeri müdahaleler ile başlayan; bölgesel, toplumsal bir siyasi-silahlı hareket oldu.
Amerika’nın Afganistan’dan sonra Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün ve Yemen’de büyük çapta; Moritanya, Umman, Irak, Lübnan ve Fas’ta küçük çapta olmak üzere tüm Arap Dünyasında desteklediği hatta birçok ülkeye de fiilen askeri müdahalede bulundu.
İslami demokrasi vaadi ile halen sürdürülen Arap Baharı projesi maalesef 2. Dünya savaşından bu yana en büyük kaçışlara da neden oldu.
“Arap dünyasında yaşanan en büyük değişim” olarak yorumlanmasına rağmen Amerika’nın çekilmesinden sonra bu ülkelerde ortaya çıkan kaos ve terör sonucunda sadece 2014 yılında 57 milyon kişi yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kaldılar.
Suriye’den Türkiye’ye sığınan yaklaşık 2 milyon diğer ülkelerde katıldığında yaklaşık 2,5 milyonu aşan mülteci var.
Avrupa ülkelerine kaçmaya çalışan on binlerce göçmen Akdeniz ve Ege’de batan gemilerde hayatlarını kaybettiler.
Arap Baharının mimarı Amerika ise bu mülteci akınını ve ölümleri seyir etmekle yetiniyor. Ne ülkesine alıyor, ne de sığınmacıları kabul eden Türkiye gibi ülkelere maddi yardım yapıyor.
Yukarıda saydığımız hangi ülkeye demokrasi geldi? Hangi ülkede terör başlamadı? Hangi ülkenin vatandaşları ülkelerini terk etmiyor?
Amerika ve Batı bu soruların yanıtını vermek zorundadır.