CEMAATİN POLİSİ, SAVCISI, HÂKİMİ VE MEDYASININ KUMPASLARINI UNUTMADIK Kİ… CEMAAT’ E OH OLSUN MU DEMELİYİM ?
Canlı yayında Kanal Türk ve Bugün televizyonlarına giden Kayyumların polis zoru ile binaya girmelerini, yayınları durdurmaya çalışmalarını, Tarık Toros’un reji odasından yayını sürdürmeye çalışmasını izliyorum. Ve aklıma peş peşe geçen yıllardaki yaşadıklarımı düşünüyorum.
Aklıma peş peşe tutuklanan Subaylar, Rektörler, Gazeteciler, aydınlar, cezaevinde ölenler, intihar edenler ve 2 yıl Avrupa’dan yasaklanan Fenerbahçe ile Başkanı geliyor…
Cemaat medyasına kayyum atanmasına;
Oh olsun mu demeliyim?
Aklıma Cemaat’ in medya sahibi olması için satın aldığı ve kurduğu Radyo, televizyon ve gazeteler ile Ergenekon, Balyoz, Casusluk ve Fenerbahçe operasyonlarında Cemaat’ in Savcıları, Hakimleri ve Polislerine verdikleri destekler aklıma geliyor.
Aklıma el konulan tüm medya kuruluşlarının bugün havuz medyasını oluşturarak yandaş yayıncılık yapılması geliyor…
Aklıma Uzan gurubuna yargı kararı olmadan Bakanlar Kurulu kararı ile el konulması, Medya Özgürlüğünün korunması için dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Ana Muhalefet ve CHP lideri Deniz Baykal’a gidişim geliyor…
Aklıma Radyoları mühürleyen Ulaştırma eski Bakanı Yaşar Topçu ile Dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel’in “Defacto” diyerek Anayasa’yı değiştirmesi ve özel radyo ve televizyon yasası çıkartmaya başlaması geliyor
HAYIR, İntikam zehrini içmeyeceğim, “Oh olsun” demeyeceğim.