Özelleştirme ve acı sonuç

Türk Telekom 2016 yılında 724 Milyon TL zarar etti

Türkiye’nin vergi rekortmenleri arasında uzun yıllar yer alan Türk Telekom’un özelleştirilmesine karşı çıkanlar ya da destekleyenler olmuştu.
Özelleşmeye karşı çıkanların birinci iddiası görüşmelerin gizliliği ikincisi ise içinin boşaltılarak giderek zarar eden konuma düşürüleceği idi.
Türk Telekom 2016 yılında 724 Milyon lira zarar açıklayınca uzun yıllar Türk Telekom’da görev yapan dostum Fazlı Köksal’ı arayarak görüşünü sordum. Köksal “Eğer bu zarar Türk Telekom’un kamuya ait olduğu dönemde gerçekleşseydi; Kamunun işletmecilik yapamadığı, özelleştirmenin ne kadar zorunlu olduğu, özelleştirmeye karşı çıkanların vatan haini olduğu konusunda ne yazılar döktürülürdü” diye başladı sohbetimize.

Türk Telekomcular Derneği olarak Türk Telekom’un 2016 yılsonu basın açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Köksal: Bu basın açıklamasında, ağırlıklı olarak, abone sayısındaki  artış ve buna paralel gelirdeki artışa dayalı bir başarı hikayesi anlatılmasına, tek çatı altında alınan mükemmel sonuçlardan bahsedilmesine karşılık, Türk Telekom’un 724 milyon zarar ettiğine bir cümle ile de olsa yer veriliyordu.
Ama ne ilginçtir, hemen hemen tüm yayın organları Telekom’un bilançosu ile ilgili haberi “2016 yılı Türk Telekom için çok başarılı geçti” başlığı ile verdi. Zarardan hiç bahsetmedi. Yani medya Türk Telekom kadar bile cesur/dürüst olamadı…

Bak şimdi ben soruyorum sen de yanıtlıyorsun. Bu zarar için neler söyleyeceksin?

Köksal: Türk Telekom’un zarar etmesi iç yüzünü bilen bizler için sürpriz olmadı.
2001 yılında Türk Telekom’un %30’unun özelleştirilmesine ilişkin kanun TBMM tarafından kabul edildiğinde Devlet Denetim Elemanları Derneği (DENETDE ) Genel Başkanı sıfatıyla, o tarihteki Cumhurbaşkanına hitaben bir yazı yazarak özelleştirmenin sakıncalarını anlatmış ve yasayı onaylamayarak iade etmelerini talep etmiştim.
2004 Yılında daha Türk Telekom özelleştirmesi gerçekleşmeden, o tarihte  Genel Sekreteri olduğum Başkent İktisatçılar Derneği adına hazırladığım “Satılan Türk Telekom’un T’si mi? Türkiye’nin T’si mi?” isimli sunumda;
Türk Telekom’un karının ve ödeyeceği  kurumlar vergisi miktarının azalacağını,
İletişimde herhangi bir ucuzlama olmayacağını,
Toplu işten çıkarmaların yaşanacağını,
Türk Telekom’u alan firmanın Kurumlar Vergisini daha az ödemek için her yolu deneyeceğini ifade etmiştim
Özelleştirmeden sonra Telekomcular Derneği adına hazırladığım ve 2010 yılında yayınladığım “Türk Telekom Özelleştirmesi-Bir Talanın Hikayesi” isimli çalışmamda da, Türk Telekom’un ileriki yıllarda zarar edeceğini, ödeyeceği kurumlar vergisi miktarının azalacağını gerekçelerini de belirterek açıklamıştım.
Köksal: Türk Telekom kurulduğu 1995 yılından bu yana ilk kez 2016 yılında zarar ederek, bu öngörülerimi haklı çıkardı. Hazine’den talep geldikçe hazineye para aktaran Türk Telekom neden borçlanma gereği duymuştur? Bu borcu nasıl olup da 3,3 milyar dolara ulaşmıştır? Alınan bu borçlar nerede ve ne amaçla kullanılmıştır?
Personel sayısında da büyük azalma dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı ve Hükümet istihdam seferberliğinde ama Türk Telekom’da tersi bir hareket var.
Köksal: Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 2013 yılı Mayıs ayında, bir soru önergesine verdiği cevapta; Türk Telekom’da çalışan personel 2005 itibariyle 51 bin 737 iken, çalışan sayısı 27 bin 570 kişi azalarak 2012 sonu itibariyle 24 bin 167’ye indiğini açıkladı.
Kişi başına maliyet de yükselmiş çalışanlar lehine değil mi bu durum?
Köksal: Personel başına ortalama maliyetin sürekli artmasının nedeni; toplu sözleşme kapsamının dışındaki yöneticilere, özellikle üst yöneticilere ve çoğu görevden alınan yöneticilerden oluşan müşavirlere yüksek ücret ödenmesi ile izah edilebilir…
Yönetim kadroları şişirildikçe şişirilmiş, özelleşmeden önce 4 olan Genel Müdür Yardımcısı sayısı 10’a ulaşmış, 20 olan daire başkanı (direktör) sayısı 100’ü geçmiş, tabir caizse piramit tersine dönmüştür.
Bütün bunların üzerine, sahadaki personel sayısı azaltılınca kâr artmamış ama personel kalitesi düşmüş, arızalara müdahale süresi uzamış, müşteri memnuniyetsizliği artmış bu da kârdaki azalma ve nihayet zarar olarak bilançolara yansımıştır. Teknisyen ve Tekniker olarak işe başlatılanların da eski personele nazaran çok daha düşük ücretle istihdam edilmektedir.”
“Devlet işletme yapamaz, özelleştirme gereklidir” diyenler ile “devletin kar eden kurumları özelleştirilmez” diyenler arasındaki görüş ayrılığı vardı.
Türk Telekom’un özelleştirmesinden bugüne kadar her geçen her yıl azalan vergi ödemeleri ve kar oranları 2016 yılında zarar etmesine neden oldu.
Özelleştirme karşıtları da haklı çıktı.